Mahir Turan | 6.05.2019
Dalsan’ın hayata geçirdiği silo sistemi büyük projelerin vazgeçilmezleri arasında yer almaya devam ediyor. Daha pratik, daha çevreci ve çalışan sağlığını önemseyen sistem ürün sevkiyatı ile inşaat sektörüne yeni bir hizmet anlayışı getiriyor. Her büyük projede olduğu gibi çalışan ustaların şikayet ettiği konulara köklü çözümler üreten silolu sistemi sayesinde; şantiyelerin ürün yükleme, indirme, depolama, çalışan gücüyle taşınma, makineye boşaltma, karıştırma ve bütün bu işlemler sonucunda ortaya çıkan torba atıklarının yok edilmesi gibi sorunlar da hem işgücünden hem de maliyetten tasarruf sağlayan ve bu yönüyle çevreci olan güvenli bir hizmet sunuluyor. Bu hizmeti 521 dairelik Gaziosmanpaşa Sarıgöl ve Yenidoğan Kentsel Dönüşüm Projesi’ne taşıyan Süleyman Ekşi İnşaat’a 35 kişilik ekibiyle hizmet veren sıva ustası Cüneyt Alpat, silo sisteminden oldukça memnun olduklarını ifade ediyor.
Sektörde çırak-usta ilişkisiyle çekirdekten yetişen 32 yaşındaki Cüneyt Alpat, İşletme Fakültesi mezunu genç bir usta. Sıva ustalığına ağabeylerinin yanında çırak olarak başlamış. 20’li yaşlarda başladığı sıva işlerine askerlik görevini tamamladıktan sonra da devam etmiş. Görüşmemizde sürekli geçmişle günümüzün kıyaslamasını yapan Alpat, yaptıkları işi kolaylaştırmaya yönelik gelişmelerin yaptıkları işte gelecek görmeye başladıklarına vurgu yapıyor. Liseyi bitirdikten sonra ağabeylerinin yanında alçı sıva işine başlamış, onların yanında yetişmiş; şimdi de kendi firması Alpat Dekorasyon bünyesinde sıva işlerini 35 kişilik ekibiyle yürütüyor.
Silo sisteminde eğitim sahibi
Alpat’ın eğitime yönelik çalışmaları da bitmemiş. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İşletme Bölümü’nü de bitirmiş. Ardından Mesleki Yeterlilik (MYK) belgesini almış. Yapılan işte belge sahibi olmayı önemsediğine vurgu yapan Alpat, “Bünyemizde çalışan ustalarımız hemen hemen tamamı sertifika sahibi. Bugüne kadar birçok büyük projede çalıştık. Emlak Konut projelerinde çalıştık, Ayazma, Zeytinburnu Büyükyalı, Makro İnşaat’ın Emlak Konut Kayaşehir’de, Fikirtepe Pana Yapı, şimdi de Süleyman Ekşi İnşaat’ın sürdürdüğü Gaziosmanpaşa Kentsel Dönüşüm projesinde çalışıyoruz. Bu projelerin tamamında ince işçilik, makine alçı sıva, boya işlerini yaptık” diyor.
Dalsan’dan silolu sistemi konusunda eğitim aldığını son iki yıldır bu sistemle çalıştıklarını hatırlatan Alpat, özellikle yüksek katlı projelerde silo sistemi yoksa işi kabul etmediklerini söylüyor ve sistemin işlerini ne kadar kolaylaştırdığına vurgu yapıyor: “Silolu sistemden gayet memnunuz. En önemlisi iş kazalarını ortadan kaldırdı. Yüksek katlara taşıma yaparken yaşanan kazaların ortadan kalkmasını sağladı. Taşıma esnasında çalışanların yaşadığı hayati tehlikelerin tamamına son veren bir sistem oldu. Genelde yüksek katlı projelerde çalıştığımız için, malzeme taşımak çok büyük bir sıkıntıydı. Değer bir sıkıntı tozlu bir ortamda çalışıyorduk. Makinenin kapakları açık olduğundan çok büyük bir toz bulutu içinde, sağlıksız bir ortamda çalışmak zorundaydık. Bunlar ortadan kalktı. Bizim için çok önemli bir sistem gerçekten. Malzemeyi yukarı taşımak, makineye atmak gibi birçok iş yükünü ortadan kaldırdı. Bu sistemle sadece işimize odaklanıyoruz ve sıva yapıyoruz. Makine kendisi çalışıyor, herhangi bir personel ayırmıyoruz. Çıkan ambalajları toplama gibi bir derdimiz yok! Malzemenin ıslanması, fire vermesi, taşlaşması gibi durumlar ortadan kalktı.”
‘En önemlisi iş güvenliği ve sağlık”
Eskiden malzeme taşlaştı mı makinenin çalışmadığını, bu durumun da malzemenin yıpranmasına neden olduğunu, ithal bu ürünlerin ekstra maliyet çıkardığını dile getiren Alpat, “Silo sistemi, bu durumu da ortadan kaldırdı. Dolayısıyla maliyetleri de düşürdü; malzemeyi taşı, malzemeyi makineye at, zaman kaybı, iş yükü, iş kaybı, tüm bunların ortadan kalkmasıyla birlikte maliyetlerde de önemli bir düşüş oldu. Çalışan malzeme taşıyacağına, sıva yapıyor. Asıl işimizi yapar duruma geldik. Bahsettiğim diğer angarya işleri artık sistem bizim yerimize yapıyor ve bizim işimize yoğunlaşmamızı sağlıyor” diyor.
Gaziosmanpaşa’da kentsel dönüşüm projesinde makineli alçı sıva yaptıklarını açıklayan Alpat, İki silo sistemle çalıştıklarını belirtiyor. Alpat; “İki makinemiz de sıvamatikte çalışıyor. Sıvamatikte malzeme taşıma olduğundan sıkıntı yaşıyoruz. Çünkü onda silo sistemi yok. Malzemeyi vinçle çekiyoruz. Umarım sıvamatikte de bu silo sistemi geliştirilir de, bu sorun da ortadan kalkar. Sıvamatik ıslak zeminler için kullandığımız bir uygulama” sözleriyle iki sistemin karşılaştırmasını yapıyor.
‘Musibet olmadan nasihat almasını öğrendik’
Çalıştıkları firmaların artık iş koşulları konusunda kendilerini tanıdığını ve bu konuda beklentilerinin ne olduğunu bildiğini dile getiren Alpat; “Çalıştığımız firmalar aynı firmalar olduğu için onlar bizim ne istediğimizi biliyorlar, işlerin nasıl iyi yürüyeceğini bildikleri için de tercihlerini silo yönde yapıyorlar. Yeri geldiğinde bizlere de tabii ki danışıyorlar. Çalıştığımız firma her zaman kolaylaştırıcı oluyor diyebilirim. Çünkü onlar da bizim yaptığımız işi iyi bir şekilde, zamanında teslim edebilmemiz için o şartları oluşturmak istiyor. Son iki yıldır silo sistemde çalışıyoruz. Bu sistem başladığında beri bu sistemi kullanıyoruz. Yüksek katlı projelerde bu sistem olmadan çalışmıyoruz. Kabul etmiyoruz. Çünkü tüm avantajların yanı sıra, yaşanabilecek iş kazalarının önüne geçen bu sistemi tercih ediyoruz. Sonuçta beraber çalıştığımız bir arkadaşımızın başına bir iş gelirse, bunun vicdani yükünü ömür boyu taşırsın. Bu sistem varken, neden hala malzeme taşıma gibi kaza riski yüksek bir uygulamayı kabul edelim ki! Silo sisteminden sonra şart koşuyoruz, yüksek katlı projelerde silo sistemi yoksa çalışmıyoruz. Daha önce başımıza gelen olaylar var, taşıma esnasında ölüm tehlikesi yaşayan arkadaşlarımız oldu. Musibet olmadan nasihat almasını öğrendik” sözleriyle çalıştıkları inşaat firmalarının da silo sistemi konusunda olumlu yaklaşım içinde olduğuna vurgu yapıyor.
‘Kesintisiz çalışma ortamı yaratıyor’
Dalsan ürünlerinden gayet memnun olduklarını, sistemin çok sağlıklı bir şekilde çalıştığını ekleyen Alpat, Dalsan’ın sistemi çok iyi uygulamasından duydukları memnuniyeti şu sözlerle belirtiyor: “Ne zaman malzemenin biteceğini biliyoruz, ona göre önlem alıyoruz. Malzemenin durumuna göre Dalsan yetkilisini arıyoruz, malzeme bitmeden araç geliyor ve ürünü boşaltıyor. Kesintisiz çalışma olanağı yaratıyor. Özellikle yüksek katlı yapılarda yüzde 50’lere varan iş yükü kolaylığı sağlıyor. Daha önce 10 birimde yaptığımız işi şimdi 5 birimde yapıyoruz. Bir arıza oldu mu anında servis geliyor. Malzemede erken kuruma, geç kuruma olduğu zaman keza yine öyle; arıyoruz sorun anında gideriliyor. Dalsan’daki arkadaşlar da çok ilgili; direk ustalarla iletişim halinde oldukları için uygulamada yaşanabilecek sıkıntılara anında müdahale edebiliyorlar. Bürokratik bir trafik yok, direkt ulaşıp durumu anlatıyorsunuz, onlar da olabilecek en kısa sürede sorunu çözüyorlar. Ustalarımızda tüm yetkililerin telefonları var, yetkililere direkt ulaşarak uygulamadaki durumu anlatabiliyorlar.”
“Dalsan’ın en çok hangi ürününü beğeniyorsunuz?” sorusunu sorduğumuz Alpat; “Dalsan’ın kaba alçısını çok beğeniyoruz. Uygulaması çok güzel, mastar çekmek çok rahat…” derken; Dalsan’ın çalışma hayatına getirdiği en önemli şeyin ise “İş güvenliği ve sağlık!” olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğini ifade ediyor.
‘Alçı sıva ustalığı herkesin yapacağı bir iş değil’
Alpat’a son sorumuz ise alçı ustası alanındaki durumla ilgili oluyor, o konudaki görüşleri de şu şekilde: “Alçı ustalığı kolay bir iş değil, işsiz insanların yapabileceği bir iş de değil. Ama maalesef sektördeki çoğu firma maliyetlerden kaçmak için işi bilen bilmeyen birçok kişiyle iş yapar duruma gelmiş. Bir projede ince işçiliğine baktığımız zaman sıradan tüketicinin göremediği o kadar çok eksik var ki! Ki bazen çok daha büyük sıkıntılar da görülebiliyor. Bunun sebebi işi bilmeyen kimselerin bu işleri yapmasıdır. Örneğin Büyükyalı projesinde yaptığımız her detay incelenir, onaylanır ondan sonra hak ediş ödemesi yapılırdı. Milyon liralık projeler yapılıyor, bakıyorsunuz işçilik çok kötü; bunun tek sebebi maliyetlerden kaçmak; işi bilmeyen firmalarla çalışmaktır. Gönye, terazi kullanmadan iş yapılır duruma gelinmiş. Yaptığımız iş ‘ince iş’ bozuk olan duvarı bile bizim düzgün hale getirmemiz gerekir. Dolayısıyla bu işi eline mastarı alan herkesin yapacağı bir iş olarak görmemek lazım. Her işte olduğu gibi bizim işimizde de hakkıyla yapan var, yapmayan var!”