Konya, alçı alanında Dalsan’ın kalesi

Yunus Argan | 3.05.2019

Dalsan’ın Konya bayisi Konyıl Yapı Malzemeleri, alçı, alçı levha, boya, stropiyer, yalıtım malzemeleri dekorasyon malzemeleri ve tüm yapı harçlarında satış yapan, aynı zamanda bölge bazında uygulama ekibiyle çalışmalar gerçekleştiren bölgedeki öncü firmalar arasında yer alıyor. Konyıl’ın başında, yapı uygulama malzemeleri alanında 22 yıllık deneyime sahip olan Mehmet Yıldırım bulunuyor. Firmanın kurucusu Yıldırım, 40 yaşında. Evli ve iki çocuk babası. Lise eğitimini ticaret lisesinde almış. Ardından Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlamış. 13 yaşında muhasebe çırağı olarak iş hayatına başlayan Yıldırım’ın inşaat sektörüyle tanışması ise 18 yaşında olmuş. İki yıl süresince alçı ve asma tavan uygulama çalışmaları yapmış, 1999 yılında ise inşaat alanında uygulama yapmak üzere ‘Sefa Yapı’ isimli şahıs firmasını kurmuş. 2010 yılında firma ismini değiştirerek, faaliyetlerini uygulamanın yanı sıra yapı malzemeleri satış ve pazarlama çalışmalarını da içeren ‘Konyıl Yapı Malzemeleri’ markası adı altında sürdürüyor. 

İnşaat işlerine 1997 yılında alçı alanında yaptığı uygulama işleriyle başlamış. Yapı alanında adım adım, tabiri caizse dişiyle tırnağıyla kazıyarak Konyıl’ı bugün Konya’nın en prestijli markalarından biri haline getirmiş. 

“İş hayatında para kazanmaktan öte itibar kazanmak önemli” diyen Yıldırım, ticari yaklaşımını doğruluk, dürüstlük, saygı, ahlak ve güven üzerine kurmuş. 

Hedef, Konya’nın ilk 10’u içinde yer almak 

Konyıl’ı 2020 hedefi için bölgenin ilk 10’una girecek bir marka olarak konumlandırmış ve bu hedefler doğrultusunda planlamasını hayata geçirmiş. Aralarından Dalsan Alçı’nın da olduğu alçı, asma tavan ürünleri, alümünyum tavan, boya gibi birçok ürün segmentinde üretim gerçekleştiren 20’yi aşkın kurumsal markanın bayiliğini yapan Konyıl, bugün geldiği nokta itibariyle 5 bin metrekarelik alanda sadece Konya’da değil, Karaman, Aksaray, Isparta, Burdur, Afyon gibi bölge sınırlarını da aşan bir satış organizasyonu yürütüyor. 

Yıldırım, Konyıl’ın uygulama işlerinde bin 100 dairelik ‘Doğaşehir’ projesi, 730 dairelik ‘Naturapark’ projesi gibi büyük projelerde asma tavan, cephe kaplama, boya gibi birçok uygulama çalışmaları yaptıklarını söylüyor ve şu anda Konya’da devam eden 115 fabrikayı içeren ‘Kobisan Sanayi Sitesi’ projesinde, her biri 395 metrekare olan 444 ultralüks daireyi içeren ‘Kobisan Evleri’ projesinde asma tavan, alçı, boya uygulamaları gerçekleştirdikleri bilgisini paylaşıyor. 

Yıldırım, 15-20 beyaz yakalı, 30-40 kişilik uygulama ekibi ile  çalışmalarını sürdüren Konyıl’ın 10 yıl içinde hedeflerine adım adım ulaşan bir marka olduğunu belirtiyor ve kaliteyi uygun fiyata vermenin beraberinde başarıyı getirdiğini söylüyor: “Amacımız hiçbir zaman sadece malzeme satmak, ucuz ürün satmak ve uygulama yapmak değildi. Her yönüyle kaliteyi öne çıkaran, bölgesinde verdiği iyi hizmetle anılan, prestijli bir marka olarak anılmak istedik. Ve bugün dışarıdan gelen olumlu eleştirilere baktığımızda bunu başardığımızı görüyoruz. Bugün herhangi bir projede ihtiyaç duyulan bir ürün için ‘Nereden temin edilebilir’ diye bakıldığında, adresler Konyıl’ı gösteriyor. 10 yıl içinde insanlara bunu benimsetmiş olduk. Müşterilerimiz artık ‘Tüm yollar Konyıl’ı gösteriyor’ demeye başladı. Çünkü çalıştığımız her firmanın ürünlerinin stoğunu bulunduruyoruz. Şu anda kapalı alana sahip birinci depomuzda 75 tır, ikinci depomuzda 50 tır, ayrıca açık havada bulunan depo alanlarımızda da dış koşullardan etkilenmeyen 25 tırlık stok kapasitemiz var. Toplam 150 tır kapasiteli depolarımızda yüzde 60-yüzde 80 seviyesinde bir doluluk oranı ile çalışıyoruz.”

‘Stok sayesinde kur ve fiyat dalgalanmasından etkilenmedik’

Yıldırım, reel ekonomi içerisinde stok tutmanın avantajları olduğu gibi dezavantajları olduğunu da kaydediyor ve “Şu anda sıcak para en değerli şey. 4-5 yıl önce para, bu kadar değerli değildi. Stok tutmak çok mantıklı değildi. Ama 20 tane markanın bayiliğini yaptığımız için, bizim kaçınılmaz olarak stok tutmamız gerekiyor. Stok tutmanın maliyeti var. Ki bunun tüm maliyetini de bizler karşılıyoruz. Öz sermayeyle gidiyoruz, kredi kullanmıyoruz. Stoğun faydasını biz 2018 yılının ikinci yarısından itibaren yaşadık. Kur ve fiyat dalgalanmasından etkilenmedik. Profil, alçı, boya, asma tavan fiyatlarında yaşanan dalgalanmadan etkilenmedik. Çoğu firma satışlarını durdururken biz satışlara devam ettik. Yeni müşteriler kazanmaya başladık. 2010’da koyduğumuz hedeflerimizin meyvelerini almaya başladık” diyor.  

Yıldırım, hem muhasebe alanındaki çocukluktan itibaren edindiği deneyimin, hem uygulama, hem de satışını yaptıkları yapı malzemelerini yakından tanımasının avantajlarını yaşadığını ve bunun Konyıl’ın istikrarlı büyümesine katkı sunduğunu anlatıyor. 

Türkiye’de bayilik sistemini müşteri ile kurumsal firmalar arasında bir denge kurma mekanizması olarak nitelendiren Yıldırım, “Bayiliğini yaptığımız firmalarla belli kurallar dahilinde çalışmak durumundayız. Teminat mektubu vermek, kredi kartıyla ödeme yapmak vs... Ancak bizim bunu kendi müşterilerimiz için yapmamız söz konusu olamaz. Bunu hiçbir müşterimiz kabul etmez. Piyasa koşullarında müşterilerinizle bayiliğini yaptığınız firmalar arasındaki dengeyi iyi kurmak durumundasınız” şeklinde konuşuyor. 

Yüzde 33’lük büyüme

Konyıl’ın satış stratejisini tüm ekip çalışanlarıyla birlikte oluşturduğunu belirten Yıldırım, her geçen dönem büyümelerini sürdürdüklerini, kriz olmasına rağmen 2018’in ilk 9 ayında 2017’nin cirosuna ulaşarak yüzde 33’lük büyüme hedeflerini yakaladıklarını vurguluyor. “Şu anda Türkiye’de konut alanında iskanı alınmış 2.5 milyonluk, iskanı alınmamış bitmemiş 1.5 milyon konut stoğu var. İhtiyaç ise 600 bin konut” diyen Yıldırım, inşaat piyasasında pastanın küçüldüğünü ve sektördeki oyuncuların sayısının da azaldığını anlatıyor ve 2019’da büyüme hedeflerinde mevcudu koruma stratejisi içinde hareket ettiklerini söylüyor: “Eskiden ileriyi görmekte zorlanmazdık. Ama şimdi geleceği görmek çok zor. Sektör nereye doğru gider, onu bilemiyoruz. Ama önümüzdeki 5 yıl içinde, sıkıntılı bir süreç yaşanacağını düşünüyorum inşaat sektöründe. Her şekilde yeni dünya düzenine alışmak gerekiyor. Önümüze ne çıkarsa ona göre hareket edeceğiz. Bugün itibariyle nakite dönmeye başladık. Artık daha temkinli gidiyoruz. Satış tarafında sıkıntılı olabilecek müşterilerle çalışmayı bırakıyoruz.” 

Artık iş hacminin sadece yeni inşaatlar üzerinden ilerlemediği bilgisini paylaşıyor Yıldırım ve “Tadilat işleri iş hacminde önemli bir kalem. Bunun dışında devletin binalar için getirdiği enerji kimlik belgesi zorunluluğu, yalıtım alanındaki iş hacmini artırıyor” diyor. 

‘Alçı, çağın malzemesi’

İnşaat sektörünün malzemeler açısından çok hızlı bir gelişim yaşadığını ve birçok üründe önemli mesafeler katedildiğini belirten Yıldırım, alçının bu alanda çok önemli bir devrim yaşadığına vurgu yapıyor. Alçının gelişim hikayesini değerlendirirken, alçının 20 yıl öncesinden tek farkının yapılan Ar-Ge çalışmalarıyla birlikte katma değeri yüksek bir ürün haline geldiğini ve Dalsan’ın bu alanda yaptığı öncü çalışmaların pazarda ciddi değişim yarattığını söylüyor: “Eskiden dökme tavanlar vardı. Dalsan’ın alçı levhaları geliştirmesi, alçı levhaların bölme duvarlarda kullanılmaya başlanması, ardından dış cephede kullanılması önemli adımlar. BoardeX ilk çıktığında çok şaşırdığımı hatırlıyorum. Alçının dış cephede kullanılmasına ihtimal vermedim açıkçası. Ardından kendinden yayılan şaplar çıktı. Aslında alçı, aynı alçı. Ama yapılan Ar-Ge ve içine katılan yapı kimyasallarıyla yeni ürünler geliştiriliyor. Dış cephede kullanılan BoardeX’i, zeminde kendinden yayılan şapı MAXICOAT’u, çatıda kullanılan BoardeX roof’u pazarla tanıştıran Dalsan oldu. Bu konuda öncü rolünü sürdürüyor Dalsan. Eskiden dekoratif amaçlı kullanılan alçı, bugün hayatımızın her yerine girmiş durumda. Alçı, artık çağın malzemesi. Alternatif yapı malzemeleriyle kıyaslandığında çok hafif ürünler. Otellerin, alışveriş merkezlerinin vazgeçilmez ürünleri. Bir metrekare tuğla ile bir metrekare alçı duvarın ağırlığı birbirinden çok farklı. Hafif yapısıyla binaların statiğini  dengeliyor. Ayrıca alçı ürünleri sayesinde hızlı, seri ve düzgün imalatlar yapılabiliyor. Bugün otelde geleneksel malzemelerle yapılacak bir tamirat aylarca zaman alırken, alçı ile yapıldığında birkaç gün içerisinde yapmak mümkün. Dolayısıyla okullar, hastaneler, oteller, alışveriş merkezleri gibi halka açık alanlarda bu tür ürünler kaçınılmaz hale geldi.” 

‘İşçilik kalitesi düştü, artık usta yetişmiyor’

Yapı alanında ürünler önemli bir gelişim kaydederken, ürünleri uygulayan ustaların kalifikasyonunda benzer bir gelişimden söz edilemeyeceği eleştirisi yapıyor ve “İşçilik kalitesi çok düştü. Artık usta yetişmiyor. Önceden ustanın tezgahında yetişen çıraklar bir süre sonra işi öğrenir ve usta olurdu. Eğitim alanında yaşanan değişimle birlikte, çıraklıktan usta yetiştirme dönemi bitti. Yetişmiş kalifiye usta bulmak, birçok sektörde önümüzdeki yılların en büyük problemi olacak” diyor.

Konyıl’da en fazla satışı yapılan Dalsan ürünleri hakkında da bilgi veren Mehmet Yıldırım, ihtiyacın en fazla olduğu alçı ve alçı levha grubunun daha fazla satıldığını söylüyor: “Dalsan’ın FLOORTEK ve BoardeX roof gibi zemin ve çatı malzemesi satışı da yapıyoruz. Onun dışında bu ürünlerin yanında yardımcı ürünleri satıyoruz. Yapı alçısı grubu satılıyorsa ara malzemeler de satılıyor. Yine uygulama yaptığımız projelerde de Dalsan ürünleri kullanıyoruz. Dış cephede BoardeX kullanıyoruz. 15 yıl önce insanlara alçı tavan yapalım dediğimizde bu ürünler pahalı görülürdü. Çimento esaslı kara sıva tercih edilirdi. Ama şu anda kara sıva yapılmıyor ve alçı sıva yerini almış durumda. Dışarıda da BoardeX üzerine Probase sıvalar yapılıyor artık. Biraz daha profesyonelliğe ve dekoratifliğe dönüş oldu.”

‘Silo, 10 numara bir sistem’

Mehmet Yıldırım, Dalsan’ın sektöre sunduğu silo sisteminin çok önemli bir gelişme olduğunu belirterek, bu sistemin yapı alanında hem üreticiler, hem müteahhit, hem bayi, hem de uygulayıcılar açısından bir devrim niteliği taşıdığına vurgu yapıyor: “Silo sistemi yapı alanı için 10 numara bir sistem. Burada herkes için çok büyük avantajlar var. Silo sisteminde, üretici firma için torba maliyeti yok. Müteahhit için işin hızlı üretilmesini sağlıyor. Bayilerin kamyoncuyla uğraşma derdi yok. Ustalar daha az eleman çalıştırabiliyor. Dolayısıyla herkes bu sistemdeki avantajı görmeli ve elini taşın altına koymalı. Çünkü bu, her yönüyle doğanın da korunmasını sağlayan bir sistem. İnsanlık son 100 yılda dünyanın tüm kaynaklarını heba etti. Maalesef çocuklarımıza iyi bir gelecek, iyi bir dünya bırakmıyoruz. Bunun vebali çok ağır. Herkesin üzerine düşen rolü yerine getirmesi lazım.” 

‘Dalsan’ın sipariş modülü, mükemmel ötesi’

“Dalsan’ın Ar-Ge tarafı çok güçlü. Üründe sıkıntı çıktığında çözmek bir yana, üründe sıkıntı çıkmaması için işi başta çözüyor” diyen Yıldırım, “Dalsan ile yıllardır çalışıyoruz. Ürünlerinden kaynaklanan bir sorun yaşadığımızı hiç hatırlamıyorum. Çünkü hatalı ürün üretmezseniz, hatalı ürünün peşinde koşmazsınız. Belki de buradaki en büyük sıkıntımız, Dalsan ile hiçbir sıkıntı yaşamamamızdır. Ki bu, Dalsan yetkilileri ile daha ender görüşmemize neden oluyor” şeklinde konuşuyor. Dalsan’ın bayiler için geliştirdiği sipariş modülünün de bayiler açısından mükemmel bir çözüm sunduğunu belirten Yıldırım, “Eskiden faks yoluyla, telefon yoluyla siparişler verilirdi. Ürün alımı yapmak için personelle konuşmak, vadeler ve ödemelerle ilgili pazarlık yapmak zorunda kalırdık. Şu anda sisteme girdiğinizde, sipariş veriyorsunuz, bağlantınızı kendiniz yapıyorsunuz, vadenizi kendiniz belirliyorsunuz. 20 tane kurumsal firmanın bayiliğini yapıyoruz, ama böyle bir sipariş modülü hiçbir firmada yok. Mükemmel ötesi bir sistem. Şu anda gece 12’de sisteme girip, 1 milyon liralık malzeme alımını, hiçkimseyle görüşmeden fiyatı, ödemeyi, vadeyi kendim belirleyip yapabiliyorum” diyor.  

Dalsan’ın sunduğu bir başka sistem olan ‘Alçıkart’ın da müşteriler için güzel bir uygulama olduğunu söylüyor: “Müşterilerimiz bu sistemden çok memnun. Ustaların bedel ödemeden hediyeler alması onları mutlu ediyor. Sonuçta ustaları memnun etmek önemli.”

Dalsan ile yıllardır ‘kazan kazan’ ilişkisi içinde bir ticari ortaklık içinde olduklarını belirten Yıldırım, Konyıl’ın önümüzdeki yıllardaki büyüme hedefleri içinde Dalsan ile partnerliğin sürmesi hususunda kararlı olduklarının altını çiziyor ve ekliyor: “Dalsan, her zaman olduğu gibi, Ar-Ge’sini artırmaya, pazara yeni ürünler sunmaya, kendini yenilemeye devam edecek. Ve biz de Dalsan ile birlikte yol almayı sürdüreceğiz.” 

 

 

test