Nihat Çelik | 3.05.2019
Anadolu’nun on binlerce yıllık tarihinin belki de en kaotik dönemlerinden birinde kurulan sıra dışı bir devlet: Artuklular. Selçuklular’ın, Eyyubiler’in, Haçlılar’ın, Bizans’ın ve diğer Anadolu Türk Beyliklerinin amansız bir hakimiyet mücadelesine giriştiği dönemde, bilimi, teknolojiyi, sanatı ve şehirleşmeyi bir an olsun elden bırakmayan bu sıra dışı devletin o dönemki dahi mühendisi El Cezeri’nin olağanüstü makineleri ve buluşları bugün bile insanlığa ilham kaynağı olmaya devam ediyor. “Tarihine bak, geleceği yaz!” ilkesinden hareketle hazırlanan ‘Cezeri'nin Olağanüstü Makineleri’ sergisi, El Cezeri’nin kendinden öncekilerden devraldığı ve kendinden sonrakilere benzersiz bir katkıyla devrettiği o muhteşem teknik ve bilimsel mirası dönemin kültürel atmosferini de yansıtacak şekilde ziyaretçilere ulaştırıyor. Hem büyük mühendis El Cezeri’nin olağanüstü makineleri hem de bilim ve teknoloji tarihinin kilometre taşları olarak değerlendirilebilecek gelişmeler, İstanbul Cezeri Müzesi’nin girişimiyle Uniq Expo’da sergileniyor.
El Cezeri kimdir?
Serginin ayrıntılarına göçmeden önce, Ortaçağ’ın en büyük dâhisi olarak kabul edeline El Cezeri’nin kim olduğuna yakından bakalım. Tam adı ‘Bedi‘uz-zemân Ebû el-‘İzz b. İsmaî‘l b. el-Rezzâz el-Cezerî… Diyarbakır (Amid) yöresinde Artuklular döneminde 1200 yılı dolaylarında yaşamış bir mühendis. Diyarbakır yöresinde yaşamış olan Cezeri, Fırat ve Dicle arasında bulunan bölgeye el-Cezire (ada) dendiği için ‘El Cezeri’ lakabını kullanıyor. Sibernetik alanın kurucusu kabul edilen, fizikçi, robot ve matrix ustası bilim insanı olan El-Cezeri, 1136 yılında Cizre’nin Tor mahallesinde doğmuş. Lakabını yaşadığı şehirden alan El Cezeri, öğrenimini Camia Medresesi’nde tamamlayarak, fizik ve mekanik alanlarında yoğunlaşarak pek çok ilke ve buluşa imza atıyor.
13’üncü yüzyılın büyük mühendisi El Cezeri, evrensel bilim tarihinin görkemli dehalarından biri olarak görülüyor. Birikimi, icatları, bakış açısı ve mühendislik felsefesi itibariyle unutulmaz bir bilim insanı olan El Cezeri, elliden fazla makine ve aracın teknolojik tasarımlarını yapmış ve bu makineleri teorik planlamada bırakmayıp üretmiş ve çalıştırmıştır. Bıraktığı bilimsel ve pratik mirası, 21’inci yüzyıl dünyası için bile hala güncel ve ilgi çekmeye devam ediyor. Özellikle zaman kullanma ve yönetme biçimine odaklanmış makineleri ile kendisinden sonraki birçok doğulu ve batılı mekanisyene ilham veriyor.
Artuklu Sarayı'nda kesintisiz 25 yıl (1181-1206) saray mühendisi görevini sürdürmüş olan Cezeri, Helenistik dönemde Pnömatik ve İslam Medeniyetinin gelişmiş döneminde ‘Hiyel’ olarak bilinen bir geleneğin güçlü bir temsilcisi olan El Cezeri, tüm ortaçağın en önemli mühendisi olarak kabul ediliyor. Makinelerinin önemli bir kısmını kısa adı ‘Kitab-ül Hiyel’ olarak bilinen ama asıl adı ‘Kitâb el-câmi‘ beyn el-‘ilm ve el-‘amel en-nâfi’ fi sınâa’ti’l-hiyel’ isimli eserinde Artuklu hükümdarı Nasireddin Mahmud’un (1200-1222) isteği üzerine topluyor. Kitabın tam ismi ‘Mekanik Biliminde Bilgi ve Uygulamanın Bağdaştırılması’ olarak çevirilebilir. Cezeri’nin ölüm ve doğum tarihleri hakkında elimizde kesin bir bilgi yok. Ancak kitabını, yine ölümünden hemen önce, 1206 yılında yazdığı biliniyor. El Cezeri'nin bilinen diğer bir eseri ise, Diyarbakır Ulu Camii’nin ünlü Güneş Saati’dir.
15 yıllık çalışma
Artuklu Sarayı’nda 26 yıl başmühendislik yapan, bilim insanı El Cezeri’nin makineleri, 15 yıl süren bir çalışmanın ardından sanatseverlerle bir araya getiriliyor. El Cezere’nin 13'üncü yüzyılda kaleme aldığı Kitab-ül Hiyel adlı kitaptan yola çıkılarak hazırlanan sergide mekanik tarihinin hikayesi ilham verici şekilde sunuluyor.
Çalışmanın küratörü Mehmet Ali Çalışkan, ziyaretçilerin ‘Cezeri'nin Olağanüstü Makineleri’ sergisinde büyük bir hikaye dinleyecekleri bilgisini paylaşıyor. Sergide, başından sonuna kadar adım adım yürürken insanoğlunun yeryüzüne karşı hayatta kalabilmek için keşfettiği teknikleri göreceklerini söylüyor ve “Alet yapmayı görecekler. Biz alet yapmanın hikâyesini tekerlekten alıp buhar makinesine kadar anlattık. Fakat ortada büyük bir dahi var… El Cezeri. 1200’lü yıllarda yaklaşık 800 sene önce Diyarbakır ve Hasankeyf’te, Artuklu Sarayı’nda başmühendis olarak çalışmış büyük bir mühendistir o. Günümüzde El Cezeri’den Kitab-ül Hiyel adlı bir eser kalmış. Kendi hayatındaki kısıtlı bilgiyi ve makineler hakkındaki detaylı bilgiyi bu eserden öğreniyoruz. Bu eserde El Cezeri 50 makine anlatmış. Ve siz bu sergide El Cezeri’nin her kategoriden 1-2 makinesini çeşitli bölümlere yerleştirdik” diyor. Sergiyi ziyaret edenler, hem El Cezeri sonrası hem de El Cezeri öncesi önemli makineleri çalışır, yeniden üretilmiş hallerini görecekler.
Bir makinede hikaye anlatmak
El Cezeri için önemli olan bir makinede hikayeyi anlatmak. Çalışkan, “Çünkü El Cezeri sarayın başmühendisi olduğu için, sarayda prestij için bir mekanik geliştiriyor. Bu mekanikte de en önemli şey hikayeyi anlatmaktır. El Cezeri’nin bu hikaye anlatma çabası robot fikrini ortaya çıkarıyor. El Cezeri’den önce makinelerde figürler tek tük kullanılmıştır. Fakat El Cezeri ilk defa makineyi doğrudan bir heykelin içine gizleyerek, bize insanmış izlenimini veriyor” diyor.
Serginin arkasındaki bir başka isim de Eyüp Önder. Çalışmada mekanik direktörü görevini üstlenen Önder, yaptıkları işin ne kadar takdir edildiğini gördüklerini anlatıyor ve “Serginin geleceğinin aslında çok geniş kitlelere ulaşabileceğini görüyoruz. Tabi bunlar ilk örnekleri ama biz bu sergideki makineleri daha çok geliştirerek, yine ziyaretçilerle buluşturmak istiyoruz. Haziran ayına kadar burada çok daha fazla ziyaretçiye mekaniği anlatmak istiyoruz” ifadelerini kullanıyor.
Tarihin ilk insansı robotu
Sergide yaklaşık bin 500 metrekarelik alanda 16 ana cihazın yanı sıra yardımcı mekanik sistemlerle beraber 60 civarında düzenek izlenime sunuluyor. Aynı zamanda sergide Cezeri’nin tasarladığı ilginç makineler ile tasarladığı dört süngülü kapı kilidi, şifreli kasası, tarihin ilk insansı robotu olan ve içecek sunan çocuk robotu; Antik Çin, Mısır, Yunan ve Batı medeniyetlerinin bilim insanlarından mekanik tarih üzerine çeşitli örnekler yer alıyor.
Ayrıca büyük Osmanlı alimi Takiyüddin’in mekanik saatinin çalışır vaziyetteki rekonstrüksiyonu da ilk olarak bu sergide sergileniyor. Yaklaşık 15 kişilik bir ekip tarafından hazırlanılan sergi kapsamında her pazar çocuk atölyesi düzenleniyor. Atölyede katılımcılar Cezeri’nin bazı icatlarını yeniden yapmaya çalışıyor. Hafta boyunca açık olacak sergi, 15 Haziran’a kadar sanat, tarih ve mekanik severlerin ziyaretine açık olacak.