Oya Kotan | 13.03.2019
Canlı yaşamın gerekliliği için en kritik unsurların başında, içtiğimiz su, soluduğumuz hava ve kuşkusuz enerjimizin kaynağı olan güneş en başta gelir. Yapılan tüm araştırmalar, suda, karada ve havada yaşayan tüm canlıların yaşam döngülerini güneşe göre pozisyonladıklarını ortaya koyuyor.
Güneşin canlı yaşamı için hayati olduğu kadar ölümcül bir güce sahip olduğu bilinen bir gerçek. Ancak canlıların yaşamlarını sürdürmeleri için güneşin enerjisi hayati önemdedir.
Canlı ekosisteminde, fotosentezde, büyümenin ve gelişmenin ana dinamosunu oluşturan güneş ışınları; ısınma, hareket, aydınlanma, uyku düzeni, psikoloji ve fizyolojinin de düzenleyicisidir. Güneş ışınlarının bugün keşfedilmiş en önemli faydalarından biri, insan vücudunun ihtiyaç duyduğu D vitamininin kaynağı olduğu gerçeğidir. Son yıllarda bilim insanları güneş ışınlarının insan vücudu için gerekli olan D vitaminini deri yoluyla emilimini sağlamanın dışında, kardiyovasküler sistemin korunması, beynin serotonin üretimi konusunda da etkin bir rol üstlendiğini de ortaya çıkarmış durumda. İsveç'in başkenti Stockholm'de bulunan Karolinska Enstitüsü araştırmacılarına göre sigara içmek ne denli zararlı ise güneşten kaçınmak da o denli zararlı. Araştırmada ortaya konulan bulgular; daha az güneş ışınlarına maruz kalmanın, kanser, yüksek tansiyon, kalp krizi riski ve yetersiz ünsilin direnci ile diyabete yol açacağı yönünde. Güneşin yaydığı ultraviyole A-B ışınlarına maruz kalmak güneş yanığı, cilt lekeleri, ciltte kırışıklık, çillenme, cilt kanseri gibi olumsuz etkileri bulunsa da; güneş ışınları, belli bir dozda alındığında insan vücudu için anlık enerji sağlayabileceği gibi, orta ve uzun vadede de yararlı etkilere sahip. Güneş ışınlarının, beynin serotonin salgılaması yönüyle insanların depresif ruh halinden uzaklaşması, kemiklerin ve kasların güçlenmesi, kanser, diyabet ve obeziteyle mücadele gibi birçok faydası var. Yine insanların vücudundaki mikrop ve bakterilerin etkisiz hale gelmesini sağladığı gibi, vücuttaki lekelerin yok edilmesinde, akne ve sivilce tedavisinde de güneş ışınlarından yararlanmak mümkün.
Bunların yanı sıra güneş ışığı çocukların büyümesi, kemiklerin gelişimi, raşitizme yakalanmamak için kritik önemde. Öte yandan sadece çocukların büyümesi için değil, yaşlıların da kemiklerinin ihtiyaç duyduğu D vitamini almaları açısından önem taşıyor.
Tabi böyle olunca güneşten en etkin faydalanmanın yollarından birinin günün belli saatlerinde güneş ışınlarının vücudumuza değmesine –tabi ne az ne de fazla, belli bir dengede- izin vermemiz. Bu vücudumuzun ihtiyaç duyduğu güneş ışınlarının sağlayacağı pozitif etkiyi daha da artıracak ve doğanın bir parçası olduğumuz konusunda bizi hem fiziksel, hem de ruhsal olarak besleyecektir.
Ne olursa olsun, insan doğanın bir parçası ve bu gerçeği unutmadan doğal süreç içinde gerekli olan ne ise ondan kaçınmamalı, tam tersine kendini ona teslim etmelidir.
Bilim insanlarına göre insan vücudu için dengeli bir güneş ışını, sağlıklı ve mutlu bir yaşamın anahtarı. Bu tespit, bilimsel araştırmalar neticesinde bir gerçeklik içerse de, eski insanlar da güneşin yaşam için ne denli önemli olduğunu tarih boyunca deneyimlemiş. Atalarımız boşa dememiş: ‘Güneş girmeyen eve doktor girer”…