Bursa’nın tarihi zenginliğinin mimariye yansımaları

Nihat Çelik | 12.03.2019

Bir dönem Osmanlı Devleti’ne de başkentlik yapmış olan tarihi ve doğal coğrafi özelliklerinden ötürü turizm potansiyeli yüksek olan Bursa, tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir kent. Yüzlerce yıllık tarihi ile Bursa’da müzeler, doğal güzellikler, parklar, tarihi eserler yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Görülmesi gereken yerler konusunda zengin eserlere sahip şehirlerden biri olan Bursa, tarihten günümüze gelen yapıları ile ilk günkü heybetini koruyor. 

Bursa Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mimar Hasan Ertaş ile Bursa’nın mimari açıdan, sorunlarını ve bu ilimizdeki gelişmeleri konuştuk. ‘Plansız sanayileşme’, ‘çarpık kentleşme’, ‘yetersiz altyapı’ gibi birçok sorun Türkiye’nin her ilinde sorun olarak karşımıza çıkarken mimar Ertaş, “Maalesef Türkiye genelinde olduğu gibi Bursa özelinde de kentleşme çabalarının belirli bir odak noktasına oturduğunu söylemek zor” diyor. Tarihi ve doğal coğrafi özelliklerinden ötürü turizm, sanayi ve tarım potansiyeli yüksek olan Bursa’yı, Bursa Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Ertaş ile konuştuk, Bursa’nın mimari duruşuna ilişkin değerlendirmesini aldık. 

Bursa Mimarlar Odası hakkında bilgi verir misiniz? 

Mimarlar Odası Bursa Şubesi 1974-1987 yılları arasında temsilcilik, 1987 yılından günümüze de ‘Mimarlar Odası Bursa Şubesi’ olarak faaliyet göstermektedir. Bugün itibari ile Mimarlar Odası Bursa Şubesi, 2 bin 134 kayıtlı üye ve 620 serbest çalışana sahip güçlü bir sivil toplum kuruluşudur.

Şu sıralar odanızın gündeminde neler var?

Yoğun olarak mesleki sorunların çözümü üzerine, gerek meslektaşlarla toplantılar yapılması, gerekse de paydaş kurumlarla mesleki ve kente ait sorunların çözümüne yönelik entegrasyonun sağlanması üzerine çaba sarf edilmektedir.

Önümüzdeki dönem için belirlediğiniz hedefler neler?

Önümüzdeki dönem hedefleri genel olarak iki başlıkta ele alınmaktadır. Kuruluş amacında da belirtildiği gibi genel olarak mesleki disiplinin sağlanabilmesi amacıyla süreklilik arz eden çalışmaların yapılması. Belirli zaman aralıklarına özel ortaya çıkan sorunların giderilmesi ve programlanabilmesi üzerine spesifik çalışmalar. Kent suçları ile mücadele, üyeler arası koordinasyonun sağlanması, üyelerin mesleki sorunlarına yönelik çözüm geliştirilmesi vs…

Bursa’da kentleşmesinin belli bir odak noktası, oturduğu belli bir anlayış var mı?

Maalesef Türkiye genelinde olduğu gibi Bursa özelinde de kentleşme çabalarının belirli bir odak noktasına oturduğunu söylemek zor. Özellikle, Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin Bursa özelinde vermiş olduğu 0,50 emsal artışlı kentsel dönüşüm mücadelesi, bırakın kentleşme çabasını; var olan kazanımların dahi geriye götürülmek istenmesine iyi bir örnektir. Ancak yine bu dönemde ilçe belediyeleri bünyesinde hazırlanan kentsel dönüşüm projeleri de, eksikleri olsa dahi iyi örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bölgenin coğrafi yapısının kent üzerinde, mimarisi üzerinde nasıl bir etkisi var?

Aslında bu sorunun cevabı herhangi bir kent üzerinde değil de evrensel olarak yanıtlanabilmektedir; kentlerin oluşum süreçlerinde coğrafi yapı (topoğrafya, iklim koşulları, demografik yapı vs.) başat unsurlardır. Bu unsurlardan herhangi birini görmezden gelerek oluşturulacak genelde kent kurgusu, özelde ise bina tasarımları tabiri caizse güdük kalacaktır. 

Bursa Mimarlar Odası’na göre Türkiye’de mimarlığın en temel sorunları, mimarlığın önündeki engeller neler?

İşveren ile mimarın sağlıklı birlikteliği, aşılması gereken ilk sorundur. Kamu kurumları ile mimarlar arasındaki anlaşmazlıklar, mimarların kendi meslek disiplinlerine olan bakışları, diğer meslek disiplinleri ile olması gereken koordinasyonun her zaman sağlıklı bir şekilde kurulamıyor olması gibi genel ve özel olarak sıralanabilecek pek çok sorundan bahsedebiliriz.

Kentin yapısal anlamda yaşadığı temel sıkıntılar neler?

Bursa şehrinin (diğer bütün kentlerde olduğu gibi) bir master plana sahip olmaması en temel sorundur. Diğer bütün kentsel problemler bu sorun üzerine filizlenerek içinden çıkılmaz bir hale gelmektedir. Sadece ranta dayalı imalat, çevresel koşulların ve insan yaşayışlarının dikkate alınmaması, bir sanayi kenti olan Bursa’nın aldığı yoğun göç…

Son 10 yıldır Türkiye'de yapı alanında yaşanan büyük bir ‘gelişme’ var. Bursa bu süreçten nasıl etkilendi? Kentte son 10 yıllık yapı stoğu üzerinde nasıl bir değişim/gelişim yaşandı?

Aslında ülkede yaşandığı söylenen gelişmeyi doğru analiz etmek gerekirse, bunun bir gelişmeden ziyade “artma” olarak adlandırılması daha doğru olur. Yapı stoklarındaki “artma” , inşaat malzemelerinin çeşitliliğindeki “artma”, ranttaki “artma”… Çünkü yaklaşık son on yıldır, tamamen “inşaat” merkezli bir üretim periyodunu “gelişme” olarak tanımlamak çok zordur. 

Kentsel dönüşüm konusunda Bursa’da yürütülen çalışma var mı? Bu kenti ve kentliyi nasıl etkiliyor?

Yaklaşık 3 yıldır Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin verdiği uzun ve özverili bir mücadelenin ardından, 0,50 emsal artışlı kentsel dönüşümün Bursa’ya faydadan çok, zarar vereceği üzerine kent dinamikleri tarafından tam bir konsensüs sağlandığını söylemek sevindiricidir.

Bunun dışında İlçe Belediyeleri tarafından hazırlanan kentsel dönüşüm çalışmaları, hazırlanışı, muhteviyatı ve uygulanabilirliği açısından iyi örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yoğun bir hukuk mücadelesine vesile olan 0,50 emsal artışlı kentsel dönüşüm uygulaması, içinden çıkılamaz çalışma alanları, olmayan sosyal donatılar, tamamen ranta dayalı, kent dinamikleriyle uyuşmayan ve sağlıksız yapılaşmanın örnekleri olarak Bursa kentine hediye edilmiştir. 

Bursa’nın genel manada ekonomisi konusunda neler söyleyebilirsiniz? Bunun mimariye olan yansıması konusunda neler söylenebilir?

Bursa, sanayi ve tarımın üretiminin yoğun olduğu, bu yönüyle de Türkiye ekonomisine direkt katkıda bulunan sayılı şehirlerimizdendir. Ancak bu zenginliğin tam olarak mimari bir dilin evrilmesi için kullanılabildiğini söylemek zordur. Şöyle ki, artan nüfusun ihtiyacı olan konut ve sosyal donatı alanlarının oluşturulmasında herhangi bir sıkıntı çekilmezken, daha yaşanılabilir, enerjisi etkin, doğaya saygılı bir mimari üretimin yeterli olduğunu söyleyemeyiz. 

Mimarların yapı malzemeleriyle kurduğu iletişimi yeterli buluyor musunuz? Daha verimli bir süreç için neler yapılabilir?

Hızla gelişen teknolojinin sağladığı yapı malzemesi çeşitliliği ile kurulacak ilişki, öyle görünüyor ki asla yeterli olmayacaktır. Ama çeşitliliğin artması tabii ki bir avantajdır. Bu durumda, Mimarlar Odası Bursa şubesi olarak, üreticiler ile üyelerimizi bir araya getirecek organizasyonlar konusunda yoğun bir çaba harcamaktayız. 

Son olarak, alçının yapı malzemeleri içindeki gelişim hikayesini nasıl buluyorsunuz? Bir yapı malzemesi olarak alçıya yaklaşımınız nedir? Alçıyı güçlü kılan veya zayıf kılan yönler neler sizce? 

Bir yapı malzemesi olarak alçı, erişim ve uygulama kolaylığı, ekonomik oluşu, uygulama alanlarının çokluğu gibi sebeplerle yoğun olarak tercih edilmektedir. 

test