Gerçek bir başarı öyküsü: Hakan Ersöz

Nihat Çelik | 11.03.2019

Bu sayımızda gerçek bir başarı hikayesini sayfalarımıza taşıyoruz. Hakan Ersöz’ün inşaat ustalığı ile başlayan öyküsünün ve günümüze kadar gelen başarının nasıl ilmek ilmek örüldüğünü siz değerli okurlarımıza sunuyoruz. 1971 Kastamonu Bozkurt doğumlu Hakan Ersöz; İstanbul’a umudunu cebine koyarak gelen binlerce, on binlerce gençten biri olarak çıkıyor ve 1992 yılında alçı işlerine başlıyor. 1992 yılında İstanbul’a geldiğinde, üç yıl çeşitli firmalarda maaşla çalışıyor. 96 yıllarında Rusya’ya gidiyor ve 7-8 ay orada çalışıyor. 97 yıllında Türkiye’ye dönen Ersöz, seyyar çalışmaya başlıyor 99 yılına kadar.  1999’da bir iş alıyor Türker İnanoğlu’ndan; evet evet bildiğiniz şu meşhur yönetmen, yapımcı, senaryo yazarı ve iş insanı Türker İnanoğlu. Aslında bu öykünün yazılmasında Türker İnanoğlu’nun imzası var demek tabiri caizse yerinde olur. Hakan Ersöz’ün kendi halinde bir işçi olarak başlayan hikayesinin nasıl “Gösteri Sanat Merkezi”nde dikkat çektiğini şöyle anlatıyor: “İlk faturamı malzemeciden aldım, götürdüm. İkinci faturamı yine malzemeciden aldım götürdüm. Sonra senin bir firman yok mu diye sormaya başladılar, olmadığını söyledim. Türker İnanoğlu, ‘Kendi firmanı kurmazsan sana para mara yok, ona göre!’ dedi. Böylece 1999 yılında Nur Yapı’yı kurmuş olduk. Allah ondan razı olsun, hayatımda çok rolü ve emeği geçti, çok da ekmeğini yedik; Türker İnanoğlu’nun bize de böyle bir yol göstermişliği oldu.” 

Ersöz’ün hikayesine baktığımızda Yeşilçam’ın sadece beyaz ekranlarda gördüğümüz filmlerden ibaret olmadığını görüyoruz. Hayatın başka başka alanlarında kimsenin bilmediği kimselerin duymadığı başka hayatlara dokunan, başka insanlara el uzatan, başka öykülerin oluşmasına, başka hikayelerin kahramanlarına kavuşmasına vesile oluyormuş da bizlerin haberi olmuyormuş. Bugün yüzlerce insanın yanında çalıştığı, ekmeğini kazandığı Hakan Ersöz’ün hikayesinin oluşmasında Türker İnanoğlu gibi ünlü bir yapımcının olması, başarı öykümüzün ne kadar sağlam bir temel üzerinde yükseldiğini açıklamaya yetiyor. Türker İnanoğlu “Maslak Gösteri Merkezi”ni inşa ederken bile birilerinin başarı hikayesinde önemli bir adım olmasını sağlamış; başarı hikayesini sahneye koyabilecekleri bir merkez olarak sunmuş ve o ilk gösterinin kahramanı Hakan Ersöz, orada gösterdiği başarıyla bugün alanında çok başarılı bir iş insanı olmayı başarmış. Gelin gerisini kendisinden dinleyelim; biz soralım o söylesin...

1999’da Türker İnanoğlu’nun tavsiyesiyle kendi firmanızı kurdunuz ve çalışmaya devam ettiniz; sonra?

Daha sonra başka büyük projelerde de yer aldım, ekibimle birlikte. Bunlardan birkaçını saymak gerekirse, Torun Center, Medipol Mega Üniversite Hastanesi, Denizbank Genel Müdürlük Binası, Haliç Kongre Merkezi, Tiflis Havalimanı, Batum Havalimanı bunlardan birkaçı.  2004 yılına kadar malzeme satma olayımız yoktu, sonra Kavacık’ta bu kullandığımız ürünleri satan yoktu, benim dükkânım da yol üzerindeydi. Gelip geçenler soruyordu. Depomda her zaman bir iki ay yetecek malzemem vardı. Sonra halen beraber çalıştığımız Serkan arkadaşımız, “Neden satmıyoruz, 9 liraya alır 10 liraya satarız” dedi. Onun önerisiyle başlayan bu durum o gün başladı ve bugünlere geldik. Şimdi Kavacık Şube Müdürüm Serkan… Dalsan bayiliğini de aynı tarihte aldım. Daha sonra yerimizi büyüttük, başka markaların da ürünlerini satmaya başladık. 2006 yılında Sultanbeyli’de Ersöz Yapı’yı kurduk. Her geçen gün işlerin büyümesiyle birlikte hedeflerimizi de büyüttük. 2011 yılında Strata boya ve yapı kimyasalları üreten fabrikanın hisselerini satın aldım. Fabrika ile birlikte şubeleşmeye başladık. 2012 yılında otomotiv sektörüne girdik. Bugün 4 firmam var. Ersöz Yapı ve Nur Yapı hemen hemen aynı, inşaat malzemesi satıyor.  Otomotiv sektöründeyiz, fabrikamız var burada da boya ve yapı kimyasalları üretiyoruz. 7’si İstanbul’da olmak üzere Samsun, İzmir, Bursa ve Konya’da 12 mağaza ile sektöre hizmet veriyoruz. 

Uygulama ile başladınız ama bugün uygulamada yoksunuz, neden?

2004 yılına kadar sadece taahhüt işleri yaptım. 2004 yılından itibaren Dalsan Bayiliği ile birlikte malzeme satışına başladım. 2016 yılına kadar yaklaşık 400 projede taahhüt işleri yaptık. Torun Center’da yaşanan asansör faciasından sonra uygulama işlerini bıraktım. Çünkü o asansörde hayatını kaybeden işçilerden 6 tanesi benim çalışma arkadaşlarımdı. Ondan sonra da uygulama işlerine küstüm ve uygulama işlerini bıraktım. İşverenler eskiden taşeronların referanslarına bakarken şimdilerde finans yapısına bakıyor, teminat mektubu istiyor. Bu durum taahhüt işlerinden el çekmemize sebep oldu. 

Dalsan ile tanışmanız nasıl oldu?

2004 yılı öncesi bir başka markanın hayranıydım, çok beğeniyordum ürünlerini. Dalsan bayiliğini almadan bir-iki ay önce bir olay yaşandı ve söz konusu firma malının arkasında durmadı. Malzemesine sahip çıkmadı. O kızgınlıkla Dalsan bayiliğini aldım 2004’te.  O gün bugündür devam ediyoruz. Bu arada hayatımda iki idolüm varsa bunlardan biri Dalsan’ın Genel Müdürüdür.. Bir ağabey gibi, bir baba gibi severim kendilerini. O sadakat ve bağlılıkla hala Dalsan ile yürümeye ve büyümeye devam ediyoruz. 2004’ten beri Dalsan Bayisiyiz.

Faaliyet alanınızın merkezini İstanbul oluşturuyor?

Evet, faaliyet alanımızın merkezini İstanbul oluşturuyor. 7 mağazamızla İstanbul’da inşaat sektörüne hizmet veriyoruz. Daha sonra Bursa geliyor, Bursa’da da önemli bir firma olduğumuzu söyleyebilirim. Kısacası, bulunduğumuz her bölgede Nur Yapı bilinir bir marka olmayı başarmıştır.

Büyümeniz nasıl oldu, bu kadar sürede önemli başarılar elde etmişsiniz?

Sektördeki açık, doğan fırsatların değerlendirilmesi; 2010 yılına kadar çok güzel işler yaptık. Mesela 2007-2008 yıllarında Dalsan bayisiydik, yalvar yakar bir kamyon mal indirebiliyorduk. Bir kamyon alçı levha için yalvarırdık. Nerede bulsak oradan alırdık. Aldığımızı çok değerli satar, güzel paralar kazanırdık. 2010’lara doğru küçük alçı firmalarının piyasaya germesiyle birlikte kâr oranları düşmeye başladı. Hala daha o günlerin fiyatlarını konuşuyoruz. O zaman güzel paralar kazanılıyordu, hem üretici hem de bizler uygulayıcı olarak kazanıyorduk.  

İnşaat sektörünün gidişatını nasıl buluyorsunuz?

Sektörün son iki üç yıldır gidişatı iyi değil. Bunu her fırsatta söylüyorum, inanılmaz bir konut fazlası var. Şu an Türkiye’de iki milyon konut stoku olduğu ifade ediliyor. Yaklaşık 450 bin tanesinin İstanbul’da olduğunu düşünürsek; ekonomik gidişat ve gelişmeler durumun pek de iyi olmadığını gösteriyor. 

Sektörün gidişatı böyleyken, müşterilerinizin beklentileri nasıl?

Müşteri bizden hep bir şeyler bekliyor! Vade bekliyor… Dalsan bize 90 gün vade yapıyor, müşteri bizden 180 bekliyor, 210 bekliyor! Çek erteleme bekliyor! Daha ne sayayım ki, bir sürü beklentisi var! Rekabet çok fazla, kazançlar çok sınırlı. Kazandığımızın büyük bir kısmını maalesef bankalarla paylaşmak zorunda kalıyoruz. Firmamın geçen yıl kazancının yüzde 60’ı faize gitmiş!

Ürünlerde beklenti var mı?

Ürünlerle ilgili bir sorun yok! Tabii ki daha da geliştirmek mümkündür. Bu üreticinin işi, araştırmak geliştirmek daha iyisini yapmak mümkün. Ama şu andaki ürünlerin kalitesi ve yeterliliği son derece günümüzün koşullarını karşılar nitelikte diyebiliriz. 

Dalsan’ın hangi ürünlerini daha çok satıyorsunuz?

Firmamız, Dalsan’ın ürettiği bütün ürünleri satan firmalardan bir tanesi. Yani Dalsan fabrikasında ne çıkıyorsa bizde bulmanız mümkün. 

Müşterinin alçı ile ilgili bilgisini nasıl görüyorsunuz?

Benim müşterilerim kesinlikle bilinçli insanlar… Mağazalarıma gelen alt müşterileri bilmem mümkün değil tabii. Bizden toptan alan müşterileri biliyorum, bu işi bilen ve ne istediğinin farkında olan insanlar. Hepsi işinin erbabı ve uzmanı insanlar.

Satış yaparken kullandığınız bir yöntem var mı?

Bizim rakiplerimizden farklı bir yönümüz varsa; o da hizmet kalitemizdir. Gece saat 1’de mal sevk ederiz. Sabah yedide mağazalarımız açık olur, gelen müşteri alacağını alır ve işinin başına gider. Yani biz aslına bakarsanız “hizmet” satıyoruz kısacası. 

Dalsan Sipariş Modülü’nü nasıl buluyorsunuz? 

Bir şey söylemeye gerek yok. 100 üzerinden 100 veriyorum. Çok memnunuz! Çalışanlarımız çok memnun, bizler çok memnunuz. Dalsan sistemi çok çok güzel… Çok karışmam bu işlere ama bazen bağlantıyı kendim açıyorum; bir bağlantı açmam bir dakika bile sürmüyor. 

Alçıkart uygulaması ile ilgili neler söylersiniz?

Ondan da gerçekten çok memnunuz, müşteriler de çok önem veriyor, takip ediyor. Müşteri puanı yüklenmemişse bana bile ulaşıp, yardım isteyebiliyor. Müşteriler de çok bilinçli, kartın önemini ve faydasını biliyorlar ve sonuna kadar da kullanıyorlar. 

Son olarak Dalsan’ın size sunduğu en büyük avantaj hakkında neler söylersiniz?

Kalite, kalite, kalite! Kesinlikle kalite…

Beklentiniz var mı Dalsan’dan…

Yok! Beklentilerimin tamamını karşılıyor Dalsan…

test