Oya Kotan | 11.03.2019
Balıkesir’de Mimarlar Odası, faaliyetlerine 31 Aralık 1987 tarihinde ‘Mesleki Denetim Görevliliği’ olarak başlamış, 1988 tarihinde Bursa Şubesine bağlı ‘Balıkesir Temsilciliği`ne dönüştürülmüş. Balıkesir Temsilciliği, 1992 yılında TMMOB Mimarlar Odası’nın kararıyla şube statüsüne dönüştürülmüş. Mimarlar Odası Balıkesir Şubesi, faaliyetlerini mülkiyeti Balıkesir İl Özel İdaresine ait olan ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun kararı ile sivil mimarlık örneği olarak tescil edilmiş Özhancı Konağı’nda sürdürüyor. Kentin 15. yüzyıldan kalma geleneksel Anadolu mimarisinin bir örneğini yansıtan ve günümüzde ayakta kalabilmiş az sayıda sivil mimarlık örneklerinden biri olan Mimarlar Odası Balıkesir Şubesi Binası, tapu kayıtlarında XIX. yüzyıl sonu XX. yüzyıl başlarına tarihlendiriliyor.
Mimarlar Odası Balıkesir Şubesi, diğer mimarlık odalarına paralel olarak, bulunduğu kentin mimari dokusuna uygun çalışmaları destekliyor. Kaliteli bir mimari ve fiziksel çevrenin oluşturulması, nitelikli mimarinin uygulanması ve estetik çözümlere ulaşılması noktasında bir anlayış üzerinden meseleye bakan Mimarlar Odası Balıkesir Şubesi’nin Başkanı Ali Özerk ile şubenin gerçekleştirdiği çalışmalar ve Türkiye’nin gelişen kentleri içerisinde yer alan Balıkesir mimarlığı özelinde konuştuk.
Mimarlar Odası Balıkesir Şubesi hakkında bilgi verir misiniz? Ne zaman kuruldu? Temel faaliyetleri neler? Üye sayınız nedir? Serbest çalışan mimarların sayısı nedir?
Balıkesir Mimarlar odası 1989 yılından itibaren Bursa’ya bağlı temsilcilik statütüsünden, Mimarlar Odası Balıkesir şubesi olarak kendisine bağlı dört temsilcilikle faaliyetlerine başlamış günümüze kadar da bu faaliyetlerini sürdürmüştür. Bundan sonrada sürdürecektir. Mimarlar Odası kuruluş amacı olan insan ve doğa odaklı mimarlık felsefesinden ödün vermeden üyeleri ile birlikte demokrasi ve kültürel değerler çerçevesinde çalışmalarını devam ettirmektedir. Lejantı içindeki belediyelerle bazen uyumlu, bazen de mahkeme süreçlerine bağlı ilişkilerinde üyelerini birincil derecede korumuş, insan odaklı yaşam biçiminin gelişmesinde, kentini ve kentlilik süreçlerinde halkı bilinçlendirmede önemli rol oynamıştır.
Şu anda şubemizin 488 üyesi bulunuyor ve bunlardan 182’sinin serbest mimarlık hizmeti veren tescilli bürosu bulunmaktadır.
Şu sıralar şubenizin gündeminde neler var? Önümüzdeki dönem için belirlediğiniz hedefler neler?
Odamız, Genel Merkezimizin de kararlı tutumuyla birlikte hareket ederek yoğun yapılaşmaya karşı mücadele etmenin yanı sıra, üyelerinin mesleki anlamda sürekli gelişimine katkı sağlamakta, çizim standartlarının gelişimine ve yapı üretiminde kullanılan malzemelerin, ürünlerin tanıtımına ön ayak olmaktadır. Her ay düzenlenen 1/10 Mimarlık söyleşileri kapsamında Türkiye'nin önde gelen mimarlarını ağırlamakta meslektaşlarımızın mesleki anlamda gelişmelerini sağlamaktadır.
Balıkesir’de kentleşmenin belli bir odak noktası, oturduğu belli bir anlayış var mı?
Balıkesir'de 2016 yerel seçimlerine kadar Egli planından sonra herhangi bir imar planı çalışması yapılmamış, mevzi imarlarla bu süreçler geçiştirilmiş kentin önemli kültürel varlıkları yok edilmiş, kent hafızasında yer etmiş bazı yapılar bu süreçlerin kurbanı olmuştur. Ancak 1/100.000’lik Çanakkale-Balıkesir planlarının yapılması ile birlikte ve Büyükşehir olmanın verdiği avantajla Balıkesir her konuda özellikle şehircilik anlayışı ile atak yapan kentler arasında yerini almıştır. Şehir, yeni açılacak olan yerleşim merkezleri ile birlikte dönüşümünü sağlayıp sıkışan kent merkezini de ferahlatacaktır. Arada kent olmanın statükocu, gelişemeyen ya da yavaş gelişen anlayışın son bulması ve bu anlamda atıl kalmış kapasitesinin de yeni farkına varan kent halkının da yapacağı katkılarla Balıkesir uzun vadede hak ettiği noktaya gelecektir.
Bölgenin coğrafi yapısının kent üzerinde, mimarisi üzerinde nasıl bir etkisi var?
Verimli tarım arazilerinin kentin çeperlerinde olması ve birinci derece deprem bölgesi olması nedeniyle yüksek katlı yapı yoğunluğunun bulunmayışı kentin insani anlamda yaşam kalitesini olumlu yönde etkilemiştir. Mimarisi de bu yönde gelişmiş ancak konut mimarisinden öte gitmemiştir. Yeni süreçte artan kamusal yapıların mimari yarışma süreçleri ile belirlenmesi ve örneklerinin çoğalması, mimari açıdan Balıkesir'e belli bir zenginlik kazandıracak kent estetiğine de değer katacaktır.
Balıkesir Şubesi’ne göre Türkiye’de mimarlığın en temel sorunları, mimarlığın önündeki engeller neler?
Mimarlık, Anadolu’da hala sadece inşaat yapılması için ruhsata gerekli olan bir meslek olarak görülüyor. Bu da meslektaşlarımızı maalesef kırımlı iş yapma yönünde, yani ucuza proje çizme, detaysız, alelacele elde edilmiş projelerin tekrarı gibi mimarlık etiğine uymayan hareketlere sürüklüyor. Hemen hemen yılda bir kez değişen imar mevzuatını hazırlayanların Anadolu kentlerindeki parselleri bilmemeleri hatta yerel yönetimlere ve mimarlar odasına danışmamaları mimarlığın önündeki en büyük engeldir ve temel sorunların da kaynağıdır.
Son 10 yıldır Türkiye'de yapı alanında yaşanan büyük bir gelişme var. Balıkesir bu süreçten nasıl etkilendi? Kentte son 10 yıllık yapı stoğu üzerinde nasıl bir değişim/gelişim yaşandı?
Mevcut iktidarın, tamamen inşaat ve inşai politikalar üzerine ekonomiyi kurgulaması, kentlerdeki arsa stoğunu çok çabuk eritmiş, bu da maliyetler üzerinde yukarı doğru bir baskı uygulamıştır. Ancak Balıkesir son iki senedir değişen yapısı ile yeni bölgeler yaratmış yeni alanlar imara açılmıştır. Kentsel dönüşüm adı ile ortaya konulan politika kente hiçbir fayda getirmemiş, rantsal dönüşüm ya da yapısal dönüşümle mevcudun tekrarından öte gitmemiştir.
Kentsel dönüşüm konusunda Balıkesir’de yürütülen çalışma var mı? Bu kenti ve kentliyi nasıl etkiliyor?
Doğru adım atılırsa, parsel bazında değil, bölge ya da ada bazında dönüşüm sağlanabilirse kent daha iyi ve sağlıklı bir pozisyona gelebilir. Yapılan 1/5000’lik yeni plan bu konuda bizi iyimserliğe itiyor. Türk halkının mülkiyet konusundaki tutucu davranışlarını aşabilirseniz ve doğru tespitlerle kimseyi mağdur etmeden dünyadaki örnekleri model alırsanız, Balıkesir gelecek 50 yılın kentsel politikalarını harekete geçirebilir diye düşünüyorum.
Balıkesir’in ekonomisi konusunda neler söyleyebilirsiniz? Bunun mimariye olan yansıması konusunda neler söylenebilir?
Balıkesir aslında bir tarım şehri ve Türkiye’nin hayvancılık ve gıda konusunda büyük bir bölümünün ihtiyacını karşılıyor. Ancak firmalar henüz aile şirketi olmaktan kurtulamamış, bu da mimarinin “Yapın! Olsun bitsin!” faslına hizmet ediyor. Büyük anlamda rant ekonomisi var ve görüş darlığından bu ekonomik modelin mimariye yansıması kısa vadede olası değil.
Son olarak, alçının yapı malzemeleri içindeki gelişim hikayesini nasıl buluyorsunuz? Bir yapı malzemesi olarak alçıya yaklaşımınız nedir? Alçıyı güçlü kılan veya zayıf kılan yönler neler sizce?
Özellikle asma tavanla başlayan alçı, gelişimini levhalar ile tamamlayarak inşaatların her alanında kullanılmaya başladı. İmalat ve montaj kolaylığı, binaya yük getirmemesi, ara bölmelerde fazla yer kaybı olmaması, değiştirilebilir olması nedeniyle yüzyılın malzemesi olarak görmek gerekir.