‘Premium COREX ile standartların da üstüne çıktık’

Nihat Çelik | 20.03.2020

Proje Adı: Crown Plaza Oteli

Proje Yeri: Ankara 

Yatırımcı: Angora Birikim A.Ş.

Proje ve Proje Yönetimi: MAY Yapı Tasarım

Mimari Proje: Faruk Eşim

İç mimari Proje ve Renovasyon: MAY Yapı Tasarım

Proje Müdürü: Erkan Kaçar

Uygulama Firması: İpek 1 İnşaat 

Proje İnşaat Alanı: 30.000 m2

Proje Başlangıç Tarihi: Mart 2019

Proje Bitiş Tarihi: Eylül 2020 

Kullanılan Dalsan Ürünleri: COREX Premium, COREX, BoardeX, FLOORTEK, yan ürünler, profiller, aksesuarlar ve sarf malzemeler

Çok ortaklı bir şirket olan Angora Birikim A.Ş.’nin Ankara’da beş yıldızlı bir otel konsepti olarak yatırım gerçekleştirdiği ‘Crown Plaza Oteli’, bir renovasyon projesi. 5 yıl önce farklı bir işlev üzerine inşa edilen çok katlı binada, geçtiğimiz yılın mart-nisan ayında otel konseptine dönüştürmek üzere bir renovasyon çalışmasına başlanmış.  Projenin yönetimini MAY Yapı Tasarım ve alt yükleniciliğini İpek 1 İnşaat firması gerçekleştiriyor. Crown Plaza Otel’in renovasyonunun ayrıntılarını konuşmak üzere projenin A’dan Z’ye başında bulunan MAY Yapı Tasarım kurucusu mimar Erkan Kaçar ve uygulama firması İpek 1 İnşaat’ın kurucusu Osman İpek ile bir araya geldik. 

Erkan Kaçar, projenin tüm mimari konsepti ve kontrolörlüğünü üstlenen firmanın başında bulunuyor. 1966 yılında Ankara’da doğan Kaçar, lisans eğitimini 1983-1987 yılları arasında Gazi Üniversitesi’nde mimarlık alanında yapmış. Henüz üniversitede öğrenciyken Behruz Çinici, Umur Erkman, Levent Timurhan gibi duayen olarak nitelendirdiği hocaların mimarlık ofislerinde part-time staj yaparak mimarlık mesleğinde deneyim kazanmış. Levent Timurhan ile birlikte Atatürk Havalimanı’nın projesini birincilikle kazanmış ve bu projenin uygulamasını gerçekleştirmiş. Kaçar, buradaki çalışmayı, mesleki yaşamında kırılma noktası olarak tarif ediyor ve sonraki süreçte az mimarlık, bol içmimarlığa geçiş için önemli bir tecrübe olarak nitelendiriyor. Mesleki yaşamının bir döneminde Tepe Grubu ile yurtiçi ve Dubai, Azerbaycan, Dağıstan gibi yurtdışı projelerindeki mobilya ve iç mimari projeler özelinde yolları kesişmiş. Yine ‘Koç Üniversitesi’, ‘İş Kuleleri’ gibi farklı projelerin inşa sürecinde, şantiye şefliği görevinde bulunmuş. 

Kaçar, 2012 yılında Tepe Grubu’ndan ayrılıp kendi başına yola devam etme kararı almış ve bu süreç içinde proje, proje yönetimi ve uygulama işleri alanında hizmet verecek MAY Yapı Tasarım firmasını kurarak, pazarda kendi hazırladığı projelerle devam etmeyi tercih etmiş. ‘ODTÜ Teknokent Binası’, Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde inşa edilen ‘ASO-SEM’, İş Bankası’nın Kavaklıdere’de bulunan binasının renovasyon çalışmaları ve proje yönetimi, Kaçar’ın 15 kişilik mimarlık ofisinin hayata geçirdiği referans projeler arasında yer alıyor. MAY Yapı Tasarım ofisi, bugün güncel olarak da İstanbul’da milli gemi projesi olan ‘MİLGEM’’in proje, proje yönetimi çalışmalarını, Ankara’da ise bir renovasyon projesi olan ‘Crown Plaza Oteli’nin çalışmalarını yürütüyor. 

Kaçar, Crown Plaza Oteli projesinin bir renovasyon çalışması olduğu için kendi içinde farklı bir iş disiplini olduğunu ifade ediyor ve “Mevcut bir yapının kendi içinde getirdiği bir takım zorluklar var. Biz bu yapının içine yeni bir tasarım ve yeni bir işlev sunmaya çalışıyoruz” diyor. 

“Bir renovasyon projesi ise yaptığınız, her şey istediğiniz gibi gitmeyebiliyor. Sürprizlerle karşılaşabilirsiniz” diyen Erkan Kaçar, projenin geçtiğimiz yılın mart-nisan ayında başlasa da bir takım nedenlerden dolayı sürecin çok hızlı ilerlemediğini belirtiyor: “Temmuz 2019’da teknik şartnameler ve tasarım talepleriyle beraber bir süreç kaybı oldu. Tasarımsal kriterler, kendi yaklaşımımız ve kendi tecrübemiz üzerinden ilerledi. Sonrasında Crown Plaza’dan yeni tasarım kriterleri gelince 3-4 ay zaman kaybettik. Tabi bize burada düşen görev, süreci iyi yönetmek ve hedeflere ulaşmak. Burada işverenden uygulamacısına, malzeme tedarikçisinden proje yöneticisine kadar herkes iyi niyetli bir yaklaşım içinde işe dört elle sarılıyor. Şu an itibariyle ise süreç yeniden ivme kazanmış oldu.” 

Proje çerçevesinde markanın yurtdışındaki temsilcileriyle de birtakım çalışmalar yürüttüklerini belirten Kaçar, markanın bu yıl itibariyle sistematik yapı dizaynlarında bir değişikliğe gittiğini söylüyor ve dolayısıyla yeni dizayn yaklaşımının projenin renovasyonuna da etki ettiğini anlatıyor: “Bu tasarımları, bu projede gerçekleştirebilseydik, dünyada ilk kez bu projede uygulanmış olacaktı. Ancak alışılagelmiş tasarım sistemi ile örtüşmedi, dolayısıyla kendi tasarımımızla ilerlemeye karar verdik. Kral dairesi ve birkaç süit dairenin dışında önerdiğimiz tüm tasarımlarımız beğenildi ve kabul gördü. Ardından sahada bulunan 200 kişilik operasyonel ekiple bu tasarım konseptinin yürütülmesi konusundaki çalışmalarımızı hızlıca sürdürüyoruz.” 

‘Dalsan’ın Premium COREX ürünleri büyük avantaj sağladı’

Kuru duvar sistemlerinin renovasyon projesine çözüm noktasında önemli katkılar sunduğunu belirten Kaçar, “Otelin kendi yapısına uygun, akustik ve ısı yalıtımı konusunda belli değerleri var. Bu sizi stabil hale getiriyor. Biz de yaptığımız değerlendirmelerde Dalsan’ın bu tür spesifik alanlara yönelik sunduğu özellikli ürünlerinin tatmin edici olduğu kanaatine vardık. Rakamsal olarak da gerekli desteği alınca, Premium COREX kullanımı, proje için büyük bir avantaj sağladı.”

Dalsan ile standartların ötesinde… 

Dalsan ürünlerinin zaman baskısı olan projede kritik bir rol üstlendiğine işaret ediyor: “Temel kararları verdikten sonra inşaat firmasını sahaya çağırdık. Daha henüz tamamlanmamış alanlarda çalışma yapmalarını istedik. Bu bize zaman kazandıracaktı. Çok hacimli bir yapı, malzeme temini çok kritikti. Kullanılan malzemelerin sahaya intikal ettirilmesi, teknik desteklerle sahanın önünün açılması,  projede altyapı anlamında istediğimiz süreye kavuşmamıza çok büyük katkı sağladı. Onun dışında malzemenin kendi yapısal özellikleri, teknik değerleri, bizim karşı tarafa sunmak zorunda olduğumuz ürün değerleri anlamındaki belgeleme çalışmalarımızı da destekledi. Çünkü bir odaya veya bir mekana girdiğinizde, hele ki bir otel odası ise, konfor standartlarında belli kriterleri yakalamanız gerekiyor. Dalsan’ın premium ürünleriyle standartların da üstüne çıkarak bu kriterleri yakalamış olduk. Bu anlamda çok memnuniyet verici bir çalışma disiplini oldu.” 

Dalsan’ın projede kullanılan ürünlerine yönelik bilgi veren Kaçar, iç mekanlarda kullanılan Premium COREX ürününün en kritik rolü üstlendiğini söylüyor. Yine dış cephede yönetime önerdikleri ve onay aldıkları BoardeX ürünlerinin de dış etkenlere maruz kalacak alanların daha uzun ömürlü olması noktasında önemli çözümler sunduğuna dikkat çekiyor. 

‘Üründen aldığımız fayda sürpriz değil’

“Her mimar iyi malzemeyle çalışmak ister. Konfor şartlarını en üst seviyede sağlayan bir mekan yaratmaktır amaç. Kullandığınız malzemelerin verileri ne kadar tatmin ederse, size dönüşleri ne kadar iyi olursa; proje bitiminde konfor şartlarını sağlamış mekanlar yaratırsınız” diyor Kaçar ve işveren ile aynı noktada buluşuyor olmanın istenilen sonuçları yakalama noktasında önem arz ettiğini vurguluyor: “Bazen ekonomik nedenlerden dolayı işverenle farklı fikirlere sahip olursunuz. Bu durumda projede sizin tercihinizin dışında malzemeler kullanmak durumunda kaldığınız olabiliyor. Fakat Crown Plaza Otel renovasyonunda, kullanmak istediğimiz malzemeler konusunda işverenin de onayını aldık. Böylece çalışmamızda herhangi bir kesintiye uğramadan, projenin istediğimiz malzemelerle devamlılığını da sağlamış olduk. Projede yaratmak isteğimiz konfor şartlarını, istediğimiz değerleri ve kaliteyi Dalsan’ın ürünleri ile yakalayabileceğimizi biliyorduk, bu bizim için sürpriz olmadı.”

‘Dalsan, projeyi teknik olarak da destekliyor’ 

Crown Plaza Otel projesinde Dalsan’ın Premium COREX, BoardeX, FLOORTEK ürünlerinin yanı sıra, bu ürünlerin yan ürünleri, profilleri ve aksesuarlarını da kullandıkları bilgisini paylaşıyor ve Dalsan’ın projeyi sadece ürünleriyle değil teknik yaklaşımlarla da desteklediğini kaydediyor: “Projeyi masaya yatırdığımız süreçte, Dalsan’ın satış ve diğer alandaki teknik ekibi, nokta atışı yapacak danışmanlık desteği sundular. Bu bizim kafamızdaki detayları daha da netleşmemizi sağlamış oldu. Dalsan ekibi ile çalışma kolaylığı, ilerleyen süreçte bizler için çok önemli bir avantaj haline geliyor.” 

‘İşimizin hızı Dalsan ile arttı’  

Erkan Kaçar, doğru zamanda doğru destek sunulması ve malzemenin temini noktasında hızlı aksiyon alınmasının kritik bir öneme sahip olduğuna işaret ederken, “Saha 30 bin metrekare ve ciddi anlamda kullanılacak bir malzemeden söz ediyoruz. Karar verildikten hemen sonra aksiyona geçmek gerekiyor. Malzeme siparişi, malzemenin gelmesi, malzemenin dağıtılması, ekibin koordine edilmesi, ekibin uygulamaları doğru bir şekilde yapması önemli. Tüm uygulama ekiplerinin belli bir disiplinle ve belli bir sırayla bütünsel olarak hareket etmesi gerekiyor. Bir malzemenin eksikliği, diğer uygulamanın gecikmesine neden olabiliyor. Ancak özellikle Dalsan’ın kendi teknik ekibiyle beraber ürün detaylarını sahaya doğru bir şekilde aktarması, işimizin hızını ve seyrini çok ilerletmiş durumda” şeklinde ifade ediyor. 

Dalsan’ın satış ekibi ve teknik kadrosuyla sahada çok olumlu bir iletişim ve koordinasyon içinde olduklarının altını çizen Kaçar, “Bir telefonu kaldırdığınızda, size samimiyetle yaklaşan birilerinin olduğunu görmek çok büyük bir kolaylık. Bunun ötesinde Dalsan’ı sosyal sorumluluk projelerinde görmek çok memnuniyet verici. Öte yandan kullandığınız malzemelerin her zaman için işveren nezdinde kabul görmesi, çalışmaların sonunda elde edilecek değerler; Dalsan’ı gözümüzde farklı konumlandıran en önemli kriterler. Dolayısıyla başarıya ulaşmak için tüm bunları bir arada bulduğunuz bir firmayla çalışmak istersiniz” diyor. 

‘Alçının teknik ve estetik olarak geldiği seviye müthiş’

Kaçar’ın alçı ile tanışıklığı uzun yıllara dayanıyor. Dolayısıyla alçının gelişim hikayesine yönelik de söyleyecek sözleri var: “Alçı levhanın kullanım fonksiyonundan önceki dönemi de biliyorum. Alçı kalıplara dökülürdü ve asma tavan levhalar elde edilirdi. İnanılmaz zor ve meşakkatli bir süreçti. Bugün baktığımızda bu sürecin hem teknik olarak hem de estetik olarak bu noktaya gelmiş olması müthiş. Alçı bazlı ürünlerin BoardeX gibi bir ürünle dışarıya da geçmiş olması enteresan. Bu otelde BoardeX ile kapladığımız dış kabuğu çok hızlı toparlandı. Bu anlamda çok müthiş bir çözüm. Bir başka önemli nokta da elimizde BoardeX ve COREX gibi malzemeler olmasa, çok daha ağır malzemelerle bu işi yapacaktık ve inanılmaz bir ağırlığı binaya yüklemek durumunda kalacaktık. Şu anda dış cephede 40’ta bir oranında malzemeyle yapının iki cephesini BoardeX ile kapatmış olduk. Çok ciddi bir hafiflik söz konusu. Ara bölmeler daha önce yapılmamış olsaydı, burada da alçı lebha ürünleri ile çok daha hafif bina elde edebilirdik. ” 

‘Uygulama ekiplerine eğitim, performansı artırır’ 

Alçı levha kullanımının yangın, yalıtım, akustik, mekanik avantajları üzerinden ele aldıklarını ve tercihlerini bu avantajlardan yana olarak kullandıklarını vurguluyor. Kaçar, alçı uygulamalarında işçilik kalitesinin daha da artması noktasında üretici firmaların ustalara yönelik uygulama eğitimlerine yönelmesinin ürünlerden elde edilecek performans değerlerini de artıracağı görüşünde: “Sahadaki uygulamacılar ürün detaylarını yeterince bilmiyorsa, istenilen uygulama detaylarına ulaşmak da zorlaşıyor. Bu noktada markanın çözüm ortakları olan uygulama firmalarının uygulama ekiplerine eğitim vermesi, onların eğitimine odaklanması büyük önem arz ediyor. Bu, markanın kendi ürün ve sistemlerinin doğru bir şekilde uygulanmasını da destekleyecektir. Bu hem işvereni, hem aradaki mimar-mühendis gibi teknik kadroyu, hem de üretici firmayı memnun edecek sonuçlar yaratır.” 

Kaçar,  üretici firmaların tasarımcılarla her daim dirsek temasında olmasının faydalarını bizzat deneyimlemiş bir mimarlık ofisi olduklarını belirten Kaçar, “Üretici firmaların tasarımcı ekiplerle projenin başından itibaren beraber olması ve birlikte yola çıkmalarının işin sonunda ortaya çıkacak çalışmanın başarılı olmasında çok önemli bir etken olacağı kanaatindeyim” diyerek sözlerini noktalıyor.

‘Dalsan ile tüm Türkiye’de 

Projenin alt işvereni olarak alçı sıva, alçı levha, asma tavan, boya, duvar kağıdı uygulamalarını gerçekleştiren İpek 1 İnşaat’ın kurucusu Osman İpek de söyleşimize uygulama tarafı üzerinden yaklaşımlarını anlatarak dahil oluyor. İpek’in esas mesleği elektrikçi. Ancak 1989 yılında elektrikçi çırağı olarak girdiği bir şantiyede tanıştığı alçı işini çok sevmiş ve bu alanda ilerlemeye karar vermiş. 1995 yılında kendi firmasını kurmuş. Sektörde birçok alçı markasıyla teması olmuş. Dalsan ile tanışıklığı ise uzun yıllara dayanıyor. Yurtiçi ve yurtdışında alçı işi yapmış. Türkiye’nin birçok ilinde gerçekleştirilen birçok projede çalışmış ve giderken Dalsan’ı da beraberinde götürmüş. 

Sektördeki en önemli problemlerden birinin nitelikli eleman sıkıntısı olduğunu ifade eden İpek, “2006’dan sonra piyasalar bozuldu. Ürünleri doğru ve hakkıyla kullanan usta sayısı çok az” dese de Türkiye’de yetişen nitelikli alçı levha ustalarının neredeyse yüzde 80’inin eğitiminde kendisinin önemli bir payı olduğunu söylüyor. Bu alandaki uzmanlığını “Ben alçı levha işini severek yapıyorum. Form Akustik’ten Şaban Usta’dan sonra alçı levha konusunda Türkiye’de uzmanlaşmış çok az kişiden biriyim. Bu konuda o kadar iddialıyım ki, alçı levhadan adam bile yapabilirim… ” şeklinde tarif ediyor ve ekliyor: “Benimle bir kez çalışan müşterilerim beni bir daha bırakmıyor. 20 yıldır birlikte iş yaptığımız müşterilerim var.” 

‘Dalsan, kalite olarak sektörde bir numara’

 “Zaman zaman şartlardan ötürü farklı ürünler kullansak da Dalsan’ın makine alçısı ve alçı levhaya dönük tüm ürünlerini çalışıyoruz. Dalsan, alçı sektöründe kalite açısından bir numara” diyen İpek, “Benim için kalite önemli. Ancak maalesef son yıllarda piyasada gelişen fiyat odaklı yaklaşım, kaliteden taviz vermemize neden olmaya başladı. Tüm bunlar alçı sektörü açısından olumsuz imaj da yaratıyor. Dolayısıyla Dalsan markasının dışındaki ürünlere de yönelmek durumunda kalabiliyoruz” şeklinde konuşuyor.  

‘Üniversitelerde alçı levha eğitimleri verilmeli’

ABD ve Almanya gibi ülkelerde çok yaygın olarak kullanılan alçı levhanın Türkiye’de halen yeterli seviyelerde olmadığını dile getiren İpek, bunun da toplumda alçı levhaya karşı oluşmuş önyargılardan kaynaklandığını ifade ediyor: “Tabi tüm bu yanlış algıların önüne geçmek için, üretici firmaların da girişimiyle üniversitelerde genç mimar ve mühendislere alçı levha konusunda eğitim verilmeli, bu alanda dersler olmalı.”

‘COREX Premium, Crown Plaza Oteli için isabetli bir ürün’ 

İpek, Crown Plaza Otel projesini, kendi içinde çok farklı bir çalışma disiplini gerektiren bir renovasyon projesi olarak tanımlıyor. Ve bugüne kadar yaptığı butik projelerin dışında, büyük ölçekli olarak nitelendirdiği böyle bir projede ilk kez çalıştığı bilgisini paylaşıyor. İpek, dönemsel olarak farklılık göstermekle birlikte ortalama 40 kişilik ekiple çalıştıkları projede kullanılan alçı ve alçı levha miktarının toplamda 20-30 bin bin metrekare düzeyinde olduğunu söylüyor: “7-8 bin metrekare Premium COREX, ön ve arka cephede 9-10 bin metrekare BoardeX, geri kalan alanlarda asma tavan ürünleri kullanıyoruz.” 

Premium COREX ile ilk kez bu projede tanıştığını belirten Osman İpek, ürünün dayanıklılık, sağlamlık yönüyle gösterdiği performansından çok etkilendiğini ifade ediyor ve “Premium COREX, çok kaliteli bir ürün. Neredeyse dübelsiz vida atıyorsunuz tutuyor”  diyerek Crown Plaza Oteli için tercih edilmesini çok isabetli bir seçim şeklinde değerlendiriyor. 

test