Yunus Argan | 16.09.2019
Proje Künyesi
Proje Adı: Nazende Bilkent Konutları
Proje Yeri: Ankara, Bilkent
Yatırımcı: Mimmar - Rast Yapı Adi Ortaklığı
Yatırım Bedeli: 92 milyon 450 bin TL
Alt Yüklenici Firma: Nergizler Yapı (COREX ve MAXITEK uygulamaları), Vendoks İnşaat (BoardeX uygulamaları)
Mimari Proje: ACE Mimarlık
Proje Müdürü: Salih Bilici
Şantiye Şefi: Halil İbrahim Ekici
Proje Tipi: Konut
Arsa Alanı: 23 bin 385 metrekarelik
Toplam Konut Sayısı: 315
Proje Başlangıç Tarihi: Aralık 2017
Proje Bitiş tarihi: Temmuz 2020
Kullanılan Dalsan ürünleri: BoardeX, COREX, Falcon COREX, COREX Premium, MAXITEK
Mimmar - Rast Yapı Adi Ortaklığı tarafından Ankara’nın güzide bölgelerinden biri olan Çankaya ilçesinin Beykent semtinde 2017’de inşaatına başlanan Nazende Bilkent Konutları, 15 bin metrekaresi peyzaj alanı olmak üzere 120 bin metrekare üzerinde toplam 315 adet A+ segmentte konutun yer aldığı bir proje. Mimari projesi ACE mimarlık tarafından yapılan proje, 31 katlı, 29 katlı, 26 katlı, 6 katlı, 5 katlı olmak üzere 5 blok olarak kurgulanmış. Projede 2+1, 3+1, 4+1 ve 5+1 olmak üzere farklı daire tipleri bulunuyor. Farklı birçok alt işverenin çalışma yürüttüğü projenin alçı ve alçı levha uygulama işleri Nergizler Yapı ve BoardeX dış cephe işleri ise Vendoks İnşaat tarafından gerçekleştiriliyor.
Projenin en önemli özelliklerinden biri neredeyse duvar ve tavan uygulamalarının yüzde 60-70’inin Dalsan ürünleri ile gerçekleştirilmiş olması. Projede kullanılan BoardeX dış cephe ve MAXITEK silo sisteminin projenin hızlanmasında önemli katkıları olmuş. Proje detaylarını konuşmak üzere bir araya geldiğimiz Şantiye Şefi Halil İbrahim Ekici, lisans eğitimini Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde 2007’de tamamlamış genç bir inşaat mühendisi. Üniversiteye gelinceye kadar inşaat ile ilgili herhangi bir tecrübe yaşamış değil. Hatta tıp okumak gibi bir niyeti de varken, bir anda kendini inşaat mühendisliği okurken bulmuş ve mesleğini kısa bir süre içinde içselleştirmiş. İlk işine henüz mezun olduktan bir hafta sonra Okyanus İnşaat’ta başlamış. Ekici, zaman kaybı olmaksızın iş hayatına başlamasının kendi tercihi olduğunu söylüyor: “Ben iş hayatına girerken hiç iş seçmedim. İlk işe başladığımda inşaat sektörü çok iyi durumdaydı. Benim dönemimde işsiz kalan mezun arkadaşlarımın olduğunu da hatırlamıyorum. Ben ilk işe başladığımda ustanın ve kalfanın yanında geziyordum. Onlar ne yapıyorsa, onları izlerdim. Ama bugün yeni mezun arkadaşlar çok seçici yaklaşıyorlar. İşi öğrenmeden yönetici koltuğunda oturmak istiyorlar. Böyle olunca da nitelikli personel bulmakta zorlanıyorsunuz”
Ekici, ilk işinden sonra Afyon’da ve Uşak illerinde Koltek Müşavirlik firmasında 300 konutluk toplu konut projelerinde kontrol mühendisi olarak görev almış. Ardından İstanbul ve Ankara’da Sinpaş, NEF, Kuzu Grubu’nun A segment projelerinde inşaat mühendisi olarak görev almış. 28 yaşında ‘şantiye şefi’, 40 yaşında ‘proje müdürü’ olmak gibi belli hedefler koymuş kendine. ‘Şantiye şefliği hedefini gerçekleştirmiş Ekici, ‘proje müdürü’ olmak için ise zamanın ve şartların olgunlaşmasını bekliyor.
Ekici, bugün itibariyle Nazende Bilkent Konutları projesinde işin sahadaki yapım işlerinin yürütülmesi, İhale süreçleri ve müşteriye teslimi gibi projenin bütün aşamalarında aktif bir rol üstleniyor. Projenin hafriyatına Aralık 2017’de başlandıktan birkaç ay sonra, Mayıs 2018’de,Proje Müdürü Salih Bilici vasıtasıyla projeye dahil olmuş. İbrahim Bey için Nazende Bilkent projesi, kariyerindeki dördüncü büyük proje. Şantiye şefi olarak görev aldığı projeye gelirken ilk yaptığı teknik ekiple birlikte hızlıca aksiyona geçerek projenin bütün konseptini içerecek elektrik, mekanik, inşaat planlaması işine girişmiş ve projenin Temmuz 2020’de teslime hazır olması için çalışmalara yoğunlaşmış.
Ekici, projenin en belirgin özelliklerini başkentin en iyi bölgesinde, özel seçilmiş malzemeler ve kaliteli işçilikle yapılan üst segment konutlar için en lüks proje olarak tanımlıyor ve geniş kullanım alanı, kentin en büyük metrekarelik ferah balkon yapısı, nitelikli sosyal donatı ve peyzaj alanıyla projenin benzerlerinden çok net bir şekilde ayrıştığının altını çiziyor. Ekici, ekip çalışmasının projede istenilen sonucu almada önem arz ettiğini ortaya koyarken, halihazırda Nazende Bilkent şantiyesinde yalnızca sahada aktif olarak çalışan personel sayısının 400-500 kişi, beyaz yaka olarak Yüklenici firmalar dahil 50 personelin aktif olarak çalışma yürüttüğü bilgisini paylaşıyor: “Bu kadar sayıda çalışanın aynı anda belli bir planlama ile çalışıyor olması, süresi kısıtlı işler için çok kritik öneme sahip. Sahadaki kadro düzgünse, bunu başarabiliyorsunuz. Ki bu proje için işi yürüten çok doğru bir ekibin bir araya geldiğini ve işverenin de bu süreci kolaylaştıracak her türlü desteği verdiğini söyleyebiliriz.”
Nazende Bilkent’te Dalsan çözümleri
Ekici’nin sektöre adım attığından bu yana alçıya aşinalığı var. Dalsan’ı da üst segmentte alçı ürünleri geliştiren bir marka olarak tanımlıyor ve “Dalsan’ın ürünleri segment olarak çok yükseklerde. Dalsan, rakamsal olarak dünyadaki firmaların Türkiye’de rekabet ettiği marka” şeklinde tanımlıyor.
Bugüne kadar lüks konut segmentinde gerçekleştirdikleri projelerde Dalsan’ın ürünlerini tercih ettiklerini belirten Ekici, Nazende Bilkent Konutları projesinin teknik şartnamesinde de alçı ürünlerinin önemli ölçüde yer alması, tercihlerinin Dalsan’dan yana olmasında etkili olduğunu söylüyor: “İhale süreci döneminde önce kullanılacak malzemeleri seçiyoruz. Ardından fabrikalarla teknik koşulları, projemize uygun malzemenin optimum fiyat aralığını görüşüyoruz. Çünkü A+ segmentte iş yapıyorsanız, doğru fiyata doğru işi vermek gerekiyor. En uygun fiyata en doğru işi vermelisiniz. Ki bu projeye başlarken fiyat ve performans noktasında Dalsan’ın bizim için en uygun firma olacağını biliyorduk zaten. Ancak esas sürpriz bizim için dış cephede oldu. Doğru malzemeyi, doğru rakama, doğru zamanda bir araya getirerek optimize etmek mühendislik işi. Biz de kaliteden ödün vermeden, görseli ve kaliteyi bozmadan ürün tercihlerimizde bir takım değişikliklere gitme kararı aldık. Başka bir marka kullanmayı planlarken, bizlere BoardeX’in tanıtımı yapıldı. Dalsan’ın Ankara’da 8-10 yıl önce BoardeX’i uyguladığı ve dış koşullara maruz bıraktığı binayı gezdik. Malzemenin suya ve neme karşı dayanımını ölçtük. Öte yandan ikinci bir kriterimiz vardı, biz sistem satın almayı istiyorduk. Seçeceğimiz üründe dübelinden vidasına, alt konstrüksiyonundan son kaplamasına, kullanacağımız tüm malzemelerin tek bir marka tarafından karşılanıyor olması önemliydi. Paket alınacak bir işi ne kadar parçalarsanız, hem parça malzemeler kullanılarak yapılan işlerde hatalar artar hem de ürünlere sistem olarak garanti alamazsınız. Sistem olarak satın alabileceğimiz bir malzeme istedik. Çünkü nihayetinde biz bir hizmet satıyoruz. Her imalatın tam manasıyla müşteriye eksiksiz sunulduğuna hem de garanti süremiz boyunca imalatta kullandığımız malzemelerin olası geri dönüşlerinde muhatap bulabildiğimize emin olmalıyız. Dolayısıyla projede kullanılan her bir ürünün arkasında durmak durumundayız. Ürettiğimiz projelerde her müşteriye 5 yıllık garanti veriyoruz. Tüm bu değerlendirmeler sonrasında sistem olarak BoardeX’i kullanmaya karar verdik.”
BoardeX, uygulanabilirlik ve sistem olarak bir adım önde
BoardeX’in yapı malzemesi olarak çok farklı bir yeri olduğunu ifade eden Ekici, “BoardeX piyasadaki dengeleri değiştiren bir ürün. BoardeX, uygulanabilirlik ve sistem olarak bir adım önde. Ar-Ge olarak doğru bir malzeme. Ancak bugüne kadar yaptığım projelerde dış cephede BoardeX kullanma imkanım olmadı. Bu projede ise BoardeX, bizim için en doğru yerde duruyordu. Rakamları optimize etmek gibi bir yaklaşımımız oldu. BoardeX’in benim nezdimde bu projede çok özel bir yeri var. Bu malzemeyi patronlarımıza anlattık ve onları detay olarak bu malzemenin bizi daha iyi bir yere taşıyacağına inandırdık. Aynı kulvarda ürünler kategorisinde olmamasına karşın, BoardeX’i dış cephede muadil bir malzeme olarak kabul ettirdik. Ve BoardeX ile projeyi hafiflettiğimizi düşünüyorum. Bu bizim için bir başarı” diyor.
Projede sadece BoardeX değil, Dalsan’ın tüm iç ve dış cephe alçı levhalarına yer verildiğini belirten İbrahim Ekici, COREX, Falcon COREX, COREX Premium, MAXITEK gibi birçok ürününü de kullandıklarını söylüyor: “Bu projede İlk kez silo sistemini de kullanmış olduk. Şantiyemizde Dalsan’ın 3 tane Silo sistemini kurduk. Bu bize çok büyük kolaylıklar sağladı. Yüksek yapılarda malzeme taşımak çok ciddi sıkıntı. Bizi torba ve taşıma derdinden kurtardı. Önceki projelerimizde torba alçı kullanmıştık. Bu da kule vincin söküm tarihinin 2 ay gecikmesine neden olmuştu. Bu hem çok maliyetli bir iş, hem de ciddi zaman kaybı. Torbasını atmak bile maliyetli ve yorucu bir iş. Bu bağlamda yüksek ve metrajlı yapılarda silo sistemi çok avantajlı.”
‘Silo sistemi zaman ve işçilikten tasarruf sağladı’
Bir işe başlarken öngörülemeyen maliyetlerin kimi zaman yüzde 20’lere çıkabildiğini belirten Ekici, “Ön görülmeyen giderleri ne kadar minimize ederseniz o kadar fayda sağlarsınız. Silo sistemini tercih ederek öngörülemeyen maliyetlerin de düşürülmesini sağladığımızı düşünüyorum. Normal şartlarda torba alçı seçeneğinde maliyetiniz 1-2 lira daha az olacakken, bir miktar daha fazla para verip silo sistemini kurduğunuzda zamandan tasarruf ederek aslında maliyeti daha da azaltmış oluyorsunuz. Çünkü başka bir ürün kullansaydık taşıma için de ekstra personele ihtiyaç duyulacaktı. Başka bir alternatifiniz yoksa projenin bitiş tarihini tutturmak için iş gücünü artırmak durumundasınız. Halbuki bu sistemde bir adamla çok daha fazla metrekare işi daha kısa zamanda bitirebiliyorsunuz. Silo sisteminin bize büyük faydaları oldu. Taşıma anlamında çok büyük yararı var. Sahada yer kaplamıyor. Kata çekme derdiniz yok. Projemizin 1-2 ay erkenden bitirilmesine katkı sunuyor. Silo sistemi, bize sonraki projelerde de işin hızlanması ve zaman kazandırması noktasında bir fikir vermiş oldu. Dolayısıyla silo sistemi sonraki işlerimde de tercih edeceğim bir sistem oldu” diyor.
Bugün dünya endüstrisi 4.0’a geçerken, işgücünün otomasyona dönüştüğünü, insanların işini makinelerin aldığını ifade ediyor ve “Silo sistemi de insan gücünü azalttığı için avantajlı bir sistem haline geliyor. Sistem, iş gücünü düşürüyor. Bu tür sistemlerle insan gücünü azaltarak proje maliyetlerini minimize edebiliyorsunuz. Ben taşeron olsam silo sistemini kullanırım. Çünkü aslında silo sistemi, müteahhitlerden çok taşeronlar, uygulayıcı firmalar için faydalı” şeklinde konuşuyor.
Dalsan çözümleri projenin bütününde
Projede kullanılan Dalsan ürünlerinin miktarıyla ilgili bilgi veren Ekici, “Duvar ve tavan kaplamasının yüzde 60-70’ini Dalsan ürünleriyle gerçekleştirdik. Duvarlara yapılan alçı, tavan alçıları, astarlar, 70 bin metrekarelik dış cephenin yüzde 30’unu Dalsan ürünleriyle yaptık. Projenin bütününde toplamda 140 bin metrekareli alanda 3 bin 100 tonluk makine alçısı, 26 bin metrekare BoardeX, 40 bin metrekare COREX kullanmış olacağız” diyor.
Dalsan, şantiyeyi çok iyi destekliyor
Ekici, Dalsan’ın projeye olan katkılarına yönelik de fikirlerini paylaşıyor: “Dalsan bu aşamada ürünün fiyatından teknik detaylarına kadar her şeyi çok şeffaf yaptı. Malzemenin teknik verilerini ortaya koydu, projeye uygun statik hesapları yaptı, cephe danışmanına sunum yapıldı. Dalsan’ın yerli bir firma olması ve rekabetçi olması, projemizde tercih nedeni oldu diyebiliriz. Dalsan ile kazan kazan ilişkisi içerisinde bir tercih yaptığımızı düşünüyorum. Öncelikle kaliteli bir malzemeyi uygun bir fiyata almak, karşınızda muhatap bulmak önemli. İşe ilk başladığımızda alçıyla ilgili doğru bir iş yapmak adına destek istedik, süpervizörlük talebinde bulunduk, 5 dakika içerisinde bize yanıt verildi. Dalsan’ın silo sisteminin başındaki Türker Bey ve Can Bey neredeyse şantiyemizden ayrılmıyor. Meliy Bey, 2-3 günde bir şantiyemizi ziyaret ediyor. Tabi tüm bunlar, Dalsan’ın saha çalışmasının bir parçası, bize özel olarak yapıldığını da sanmıyorum. Bu anlamda Dalsan’ın şantiyeyi çok iyi desteklediğini söyleyebiliriz.”
Alçının bugün itibariyle inşaat sektöründe önemli bir pozisyon yakaladığını belirten Ekici, zaman içerisinde yapı pazarında alçının daha da fazla kullanım alanı bulacağını öngörüyor ve ekliyor: “Alçı çok doğal ve kolay işlenen bir malzeme. Bu noktada çok iyi bir avantaja sahip. Doğru bir Ar-Ge ile doğru bir birleşim ile, doğru amaçlarla kullanıldığında alçının kullanım alanı her geçen zaman içinde genişleyecek. Şu an itibariyle çok iyi bir noktada. Bu daha da iyi bir noktaya gidebilir.”