Mahir Turan | 2.01.2020
Bu sayımızın usta haber konusunu 26 yıldır makine alçısı ustalığı yapan Mustafa Taş’a ayırdık. Taş’ın hikayesi 1965 yılında Kayseri’nin Develi ilçesinde başlıyor. İlkokulu burada bitiriyor. Ardından 1979 yılında ailesinin aldığı kararla Mersin’e taşınıyorlar. Mersin İmam Hatip Lisesi’nin ortaokul bölümünden mezun olduktan sonra eğitime devam etmiyor ve inşaat işlerinde çalışan babasının yanında iş hayatına giriyor. İnşaatla 16 yaşında tanışıyor ve 1994 yılına kadar babasıyla birlikte inşaatlarda kara sıva işlerinde çalışıyor.
Taş’ın bir özelliği alçıyla Türkiye’de değil de yurtdışında tanışmış olması. Alçının yavaş yavaş inşaatlarda yaygınlaştığı bir dönemde bu işi öğrenmek için halasının oğlunun onu davet etmesiyle 1994 yılında Almanya’ya gidiyor ve Hamburg’ta 2 yıl süresince inşaatlarda halasının oğluyla birlikte alçı sıva işi yapıyor. Ve makine sıva alçısını da ilk kez burada görüyor. “Almanya’ya gittiğim dönemde alçı işi makine ile yapılıyordu. O dönemlerde Türkiye’de makine sıva alçı işi pek bilinmiyordu. Bu benim için büyük bir avantajdı. Makine alçı sıva işini yurtdışında öğrendikten sonra, bu işi Türkiye’de yapmaya karar verdim“ diyor.
Hamburg’tan Konya’ya…
Mustafa Usta, 1997 yılında Türkiye’ye döndüğünde akrabalarıyla birlikte önce alçı sıva makinesi alıyor ve ardından kurduğu ekiple beraber Mersin’de makine sıva alçı işi yapmaya başlıyor. 2006 yılına kadar Mersin’deki inşaatlarda çalışmalar gerçekleştirdikten sonra yönünü Konya’ya çeviriyor. Mustafa Usta, 2006 yılından bu yana eşi ve iki kızı ile birlikte Konya’da yaşıyor. Almanya’da birlikte çalıştığı halasının oğluyla beraber Konya’da yapılan büyük çaplı inşaatların makine alçı işlerini gerçekleştiriyor. Taş’ın Dalsan’la da tanışıklığı yine bu yıllara tekabül ediyor.
“Biz Türkiye’ye geldiğimizde iki tekerlekli manuel alçı makinesi vardı. Önce bu makineyle başladık. Daha sonra Almanya’da çalıştığımız makineyi Türkiye’de bulduk ve onu satın aldık. Halen de elimizde bulunanlardan biri 1976 model, diğeri de 2001 model olan alçı sıva makineleriyle çalışmalar yapıyoruz” diyen Mustafa Usta, 25 yıllık mesleki yaşamında farklı birçok marka ile çalışma imkanı bulmuş. Ancak 2006 yılında tanıştığı Dalsan’dan sonra alçı tercihi daha da netleşmiş: “Daha önce farklı markaların ürünlerini de kullandık, ama diğer markaların alçılarını kullandığımızda başımız çok ağrıdı, istediğimiz sonuçları bir türlü alamadık. 2009 yılından bu yana ara vermeksiniz Dalsan ile çalışıyorum. Dalsan’dan çok memnunuz. Dalsan’ın ürünlerinin verdiği zevki, güzelliği hiçbir üründen alamadık. Alçıda isteğimiz yüzeye Dalsan ile birlikte ulaştık.”
Mustafa Usta, Konya’da iki kardeşi ve halaoğluyla birlikte alçı sıva işi yapıyor. Daha önce birlikte çalıştıkları ve yetiştirdikleri ustaların olduğunu, sonrasında bu ustaların kendi işlerini kurduklarını söylüyor. İş yoğunluğuna göre zaman zaman eski çalışma arkadaşlarından destek alsa da şu anda beş kişilik ekip arkadaşlarıyla birlikte Yazgülü İnşaat firmasının Konya’da gerçekleştirdiği 35 konutluk bir projenin sıva alçı işleri üzerinde çalışmalar yapıyor: “Biz, bugüne kadar Mersin’de veya Konya’da büyük çaplı konutların olduğu projelerde çalıştık. Bizim çalışma alanımız tek kalem üzerine, sadece ve sadece sıva alçı işleri. Yaptığımız iş düzgün olsun, aldığımız malzemenin ne olduğunu bilelim istiyoruz. Müteahhitler de tek kalem yaptığımız için de bizlerden memnun. Bize bu konuda güveniyorlar. İç mekanda tuğla üstünde kullandığımız Dalsan’ın makine sıva alçı ürünlerini kullanıyoruz. Bu ürünlerden de çok memnunuz. Kullandığımız ürünlerle ilgili sıkıntılarımız olmuyor. Çok istisna da olsa ürünlere yönelik herhangi bir sorun yaşadığımızda hemen Dalsan’ın yetkilisini bilgilendiriyorum. O da ilgili yerleri arayarak hemen sorunu çözüyor. Dalsan’ın dışında da hiçbir ürün kullanmıyoruz” şeklinde konuşuyor.
Dalsan ile yüzümüz gülüyor
Sorunsuz bir işçilik için iş yaptıkları müteahhitleri, en doğru ürün konusunda bilgilendirdiklerini ve Dalsan ürünlerini önerdiklerini belirten Mustafa Usta, Dalsan’da ısrar etmelerini ise şöyle açıklıyor: “Bizim yaptığımız işçilik bizleri güldürdüğü gibi, müşterilerimizi de güldürüyor. Müteahhitlere ‘Dalsan alırsanız hem siz memnun kalırsınız, hem de bizim işçiliğimizden memnun olursunuz’ diyoruz. Onlar da, ‘Tamamdır usta, size güveniyoruz’ diyorlar ve bayiden alışverişi kendileri yapıyorlar. Bugüne kadar da yaptığımız işlerle ilgili hiçbir müteahhitten olumsuz bir eleştiri almadık. Çünkü bizim yaptığımız işten sonra herhangi bir işlem daha gerekmiyor. Eğer bizden sonra saten de çektirilirse, müteahhite ek bir maliyet çıkar. Halbuki bizim işimizden sonra direkt duvar kağıdı konularak veya boya yapılarak mekan kullanıma hazır hale geliyor.”
Dalsan ürünlerinin kalitesinin dışında işçilik avantajı da sunduğunu belirten Taş, “Emeğimizin karşılığını alıyoruz. Bizim de yüzümüz ak çıkıyor, müteahhitlerin de daire sahiplerine karşı yüzü ak çıkıyor. Her iki tarafın da yüzü gülüyor” diyor.
İnşaat pazarında bir takım durgunluk olduğu söylense de Konya’da işlerin kendileri açısından herhangi bir durağanlık içinde olmadığını söylüyor: “Bizim açımızdan hiçbir değişiklik olmadı. Konya’ya ilk geldiğimiz dönemde piyasa iş almakta biraz zorlandık tabi. Ama sonrasında iş alma konusunda bir sıkıntımız olmadı. Konya’da 7-8 tane müteahhit var birlikte çalıştığımız, bizim huyumuzu suyumuzu, işçiliğimizi bilen. Bugüne kadar üst üste 1-2 ay ara vermişliğimiz yok. Bir iş bitiyor bir başkası başlıyor.”
‘Arkanızdan ‘Allah razı olsun’ dedirtiyorsanız her zaman kazanırsınız’
Alçının inşaat sektöründe önemli bir kalem olmaya başladığını belirten Taş, alçı işini layıkıyla gerçekleştiren ustaların bundan her zaman ekmek yiyebileceği mesajını veriyor ve “Biz işimizi seviyoruz. Ve işimizi yaparken yarın da olacakmış gibi yapıyoruz. Günü kurtaracak bir şekilde ‘Ben bugün yapayım da, yarını boşver!’ diyenlerin işi rast gitmiyor. İşini severek yapıyorsanız, işçiliğin hakkını vererek yapıyorsanız, arkanızdan ‘Allah razı olsun’ dedirtiyorsanız her zaman kazanırsınız ve kalıcı olursunuz” diyor.
Mustafa Usta, tek kalem üzerine alçı sıva işi yaptıkları için, kendi istedikleri koşullarda iş yapacak usta bulmakta zorlandıklarını anlatıyor: “Mutlaka bizden daha iyi ustalığı olan insanlar vardır. Ama bizim yaptığımız işçiliği yapacak ustalar çok az. Yetişmiş olanlar da kendi işlerini yapıyor.”
‘ALÇITEK, 10 yıl suya temas etse kabarma olmuyor’
Alçının 20 yıl öncesinde asma tavan ve kartonpiyer olarak kullanıldığını belirten Taş, alçının zaman içinde çok farklı kullanım alanı bulduğunu söylüyor: “Önceden inşaatlarda kaba sıva yapılırdı, ardından ince sıva yapılırdı. Alçı pazara girdikten sonra, işler tek kalemle yapılmaya başlandı. Alçı, ıslak mekanlarda kullanılamıyordu. Ama şimdi ıslak mekanlarda dahi Dalsan’ın makine sıva alçısı ALÇITEK’i kullanıyoruz. ALÇITEK, 10 yıl da suya temas etse herhangi bir kabarma olmuyor. Şu ana kadar 300-500 dairenin banyo tuvaletlerini yaptık. Yaptığımız bu işlerin hiçbirinde herhangi bir sorun da çıkmış değil.”