Nihat Çelik | 11.09.2019
Geçmişten bu yana birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, Trakya’nın önemli kentlerinden biri Tekirdağ. Bölgedeki insan yerleşimi ile ilgili en eski kalıntılara Karansıllı Köyü dolaylarındaki Yatak, Kuştepe ve Malkara yakınlarındaki Balıtepe adlı buluntu yerlerinde rastlanıyor.
Günümüz Tekirdağ’ı imar görmüş ve XX. yüzyılda özellikle ekonomik açıdan önemli bir kent haline gelmiştir. Tekirdağ tarım, hayvancılık, sanayi, ticaret ve turizm açısından gelişmeler gösteren, yüzü geleceğe dönük, dinamik bir kent. Kentin Malkara ve Hayrabolu ilçelerinde tarım ve hayvancılığın ekonomi değeri çok yüksekken; Çorlu, Ergene, Çerkezköy, Kapaklı ilçeleri bölgesinde sanayi, endüstri ve tarım eksenli faaliyetler kenti şekillendiriyor.
Şehrin planı ve mimari yapısı bu dinamikler üzerine kurulu ve kent, geçmişten devraldığı mimari yapısına da sahip çıkmaya çalışıyor. Bu gayret ve çabalara destek veren Mimarlar Odası Tekirdağ Temsilciliği de önemli sivil toplum kuruluşlarından biri. İstanbul Büyükkent Şubesi’ne bağlı bir temsilcilik olarak faaliyet gösteren Tekirdağ Temsilciliği, 1 milyonun üstünde nüfusu olan Türkiye’nin 30 büyükşehrinden biri olan kent için kafa yoran, kente ilişkin alınacak kararlarda sürece aktif olarak dahil olma gayreti gösteren, fikirlerini yerel yönetimle paylaşarak görüş alışverişinde bulunan aktif bir meslek odası. 167 mimarın kayıtlı olduğu oda temsilciliği başkan, sekreter üye, sayman üye ve iki üyeden oluşan 5 kişilik yönetim kurulundan oluşuyor. Biz de bu güzel şehrin gelişimine katkıda bulunmaya çalışan, çeşitli faaliyetlerde aktif rol oynayan Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Tekirdağ Temsilciliği adına sekreterliğini yürüten Okan Tuncer ile sohbet ettik; mimarlık gündemlerini ve kentin mimarisine ilişkin yaklaşımlarını konuşma fırsatı bulduk.
Mimarlar Odası Tekirdağ Temsilciliği ve faaliyetlerinize ilişkin bilgi alabilir miyiz?
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Tekirdağ Temsilciliği 1992 yılında kuruldu. Odamız kamu ve toplum yararına çalışan bir meslek örgütüdür. Şu anda şubemizin 167 üyesi bulunuyor ve bunlardan 48’inin serbest mimarlık hizmeti veren tescilli bürosu bulunmaktadır.
Şu sıralar odanızın gündeminde neler var, gündeminizle ilgili neler söylemek istersiniz?
Odamızın gündeminde 2013 yılında yayınlanıp günümüze kadar 11 kere revize edilen ve en son 25 Temmuz 2019 tarihinde değişen ‘Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği, Yapı Denetim Yasası ve Otopark Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler var. Yönetmeliklerde yapılan bu değişiklikler; proje çizimi ve ruhsat alınma sürecinde kamuda çalışan meslektaşlarımızla serbest çalışan mimarlarımızı karşı karşıya getirmektedir. Şu sıralar yerel yönetimlerle bu sorunları aşmak için görüşmeler yapıyoruz.
Önümüzdeki dönem için belirlediğiniz hedefler neler?
Temsilcilik olarak önümüzdeki dönemde mesleki denetime devam etmek ve şehrimizdeki mimarlık bölümü öğrencilerinin mesleğimize ve odamıza sahip çıkmaları için çalışmalar yapıyoruz.
Tekirdağ’da kentleşmesinin belli bir odak noktası, oturduğu belli bir anlayış var mı?
Kentsel Sit Alanı olan, mevcut kent merkezi dediğimiz bölgedeki tarihi doku ve binalar zamanla yok olmuştur. Bunların yeniden topluma kazandırılıp bir çekim merkezi olması ile ilgili Büyükşehir Belediyesi çalışmalar yapmaktadır. Yeni yapılan Büyükşehir Belediye Binası’nın etrafında oluşacak yerleşim yerleri ve ticari alanlar sıkışan kent merkezini rahatlatıp alternatif olacaktır.
Bölgenin coğrafi yapısının kent üzerinde, mimarisi üzerinde nasıl bir etkisi var?
Şehrimizin bir tarafı deniz, diğer tarafı verimli tarım arazileriyle çevrilidir. Denize yakın sahil kesimlerinde daha çok yazlık türü konut dokusu görülmektedir. Yine birinci derece deprem bölgesinde bulunduğumuzdan mevcut imar planlarımızda yüksek yapılara izin verilmemektedir.
Türkiye’de mimarlık meselesine nasıl yaklaşıyorsunuz… Sizce bu anlamda ülkemizin en temel sorunu, mimarlığın önündeki engeller neler?
Temel sorunlardan biri 6 yılda 11 defa değişen kanun ve yönetmelikler ve çok ağır işleyen bürokratik işlemlerdir.
Kentin yapısal anlamda yaşadığı temel sıkıntılar neler?
Kentsel sit alanında bulunan şehir merkezinde yolların dar olmasından dolayı şehir içi trafik sorunu çözümsüz kalıyor. Ayrıca içinde bulunduğumuz ekonomik kriz en fazla inşaat sektörünü etkilediği için, yeni şehir merkezinin oluşması çok uzun zaman alacaktır.
Son 10-15 yıldır Türkiye'de yapı alanında önemli gelişmeler yaşandı. Tekirdağ, bu süreçten nasıl etkilendi? Kentin yapı stoğunda nasıl bir değişim yaşandı?
Depremin de etkisiyle insanlar son 10 yılda içinde yaşadıkları binaları değiştirerek yeni konut satın aldı. Bu da inşaat sektörünü inanılmaz hızla büyüttü. Yoğun talebe karşı mevcut arsa stoğu azaldığından arsa oranları çok yükseldi. Bu da konut fiyatlarını çok yükseltti.
Son yıllarda yaygın olarak gündeme gelen ‘kentsel dönüşüm’ kavramı, kenti ve kentliyi nasıl etkiliyor?
Deprem sonrasında daha yoğun olarak gündeme gelen kentsel dönüşüm ile ilgili yürütülen bir çalışma maalesef yok. Daha çok parsel bazlı bina dönüşümü yapılmaktadır. Ada bazında yapılmayıp bina bazında yapılan dönüşümlerde de fiziksel yapı değişiyor fakat sosyal donatı alanları çözümsüz kalıyor.
Tekirdağ’ın genel manada ekonomisi konusunda neler söyleyebilirsiniz? Bunun mimariye olan yansıması konusunda neler söylenebilir?
Tekirdağ Merkez ilçe (Süleymanpaşa) ekonomisi daha çok tarıma dayalı olmakla birlikte, her yıl öğrenci sayısı artan Namık Kemal Üniversitesi, şehrimiz ekonomisine fayda sağlamaktadır. Öğrenci sayısının artmasıyla birlikte öğrenciye dönük konut – yurt projeleri gibi farklı imalatlar yapılmaktadır.
Mimarların yapı malzemeleriyle olan iletişimi üzerine neler söyleyebilirsiniz? Bunu yeterli buluyor musunuz? Daha verimli bir süreç için neler yapılabilir?
Gelişen teknoloji ile çok farklı yapı malzemeleri üretilmekte ve bu malzemelere ulaşmak ve bilgi almak eskiye göre daha kolay olmaktadır. Bunun yanında fuarlar da üreticiler ile mimarları yüz yüze getiren güzel organizasyonlardır.
Son olarak, alçının yapı malzemeleri içindeki gelişim hikayesini nasıl buluyorsunuz? Bir yapı malzemesi olarak alçıya yaklaşımınız nedir? Alçıyı güçlü kılan veya zayıf kılan yönler neler sizce?
Şantiyelere kattığı hız, uygulama kolaylığı, hafifliği gibi birçok avantajı sayesinde alçı ve alçı levha ürünleri ve son zamanlarda suya dayanıklı dış cephe levha ürünleriyle inşaat sektöründe kabul gören ve tercih edilen malzeme haline gelmiştir.